30 Kasım 2016 Çarşamba

8 Balkan Gezisi (23.09.2016-01.10.2016) (Selanik-Kavala-İstanbul)

Balkan Gezisi

9. Gün Selanik-Kavala-İstanbul

Bu gün turun son günü...08.30'da otelden hareket ettik. Atatürk'ün doğduğu eve gidiyoruz. Kapıya geldiğimizde diğer Türk gruplar da gelmişti. Ev Türk konsolosluğu ile komşu...İçerisi çok büyük olmadığı için ziyaretçileri gruplar halinde alıyorlar. Bizim grup küçük olduğu için diğer daha kalabalık bir gruba eklendik. Evde değişiklik olarak Zübeyde Ana'ya ait balmumu bir heykel konulmuş.



Atatürk Evi

Zübeyde Ana

Atam ile
Atatürk evini de ziyaret ettikten sonra Kavala'ya geldik. Burada 70.000 kişi yaşıyormuş. Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa 1769 yılında burada doğmuş.

Aziz Nikolai Kilisesi 1530 yılında İbrahim Paşa adına Kanuni Sultan Süleyman tarafından cami olarak yaptırılmış. 1926 yılında minaresi kısaltılarak çan kulesine dönüştürülmüş. 

Kavalalı Mehmet Ali Paşa heykeli

Ekklisia Kimisi Theotokou kilisesi

Kavala





Kavala çıkışında Kavala kurabiyelerimizi alarak yola devam ettik. İskeçe, Dedeağaç, İpsala yolu ile İpsala Sınır kapısına geldik. Burada Free Shop'ta biraz oyalanıldı. Giriş işlemleri çabuk yapıldı. Bir saat kadar Tekirdağ da mola verildi. Saat 22.00'de Kadıköy Evlendirme Dairesi önünde indik. Evimize taksi ile geldik. Bu gezimiz de böyle geçti.  





Balkan Gezimiz hakkında;

1- Pronto Tur ile otobüs ile yaptığımız bu gezide İstanbul çıkışlı ve dönüşlü olmak üzere yaklaşık 3200 km. yol yapıldı. Rehber ve şoförün bölgeyi iyi bilen insanlar olması, işlerini hatasız yapmaları ve tur katılımcılarının sorunsuz insanlar olması bu zorlu turu keyifli hale getirdi.

2- Bu kadar uzun süre otobüs yolculuğu yapılınca otobüsün da  yeni olması  turun selameti bakımından önemli bir faktör...Geçen gelişimizde yerel otobüs eskiydi, yolda kaldığı için başka otobüs temin edilmişti. 


3- Birer gün kaldığımız 7 otel de 4 ve 5 yıldız otellerdi. Hepsinde de belli standartlar sağlanmıştı. Kahvaltıları da yeterliydi. Çok merkezi oteller olmasalar da merkeze yakın otellerdi...Zaten bu tür turlarda gün içinde yolculuk yapmaktan o kadar yorgun düşülüyor ki akşam otele gelince dinlenmek ihtiyacından tekrar dışarı çıkılamıyor...

4- Gezide yiyecek sıkıntısı hiç çekmedik...Köfte (çevapçiçi), fasulye güveç, Boşnak böreği zaten bizim alışkın olduğumuz tatlar... Pizzaları da gayet güzel yapıyorlar. 2 kişi şarap veya bira da içerek 10-15 € civarında gayet de güzel karnını doyurur.

5- Tur ile yapılan yolculuk sırasında tur otobüsü ile dolaşıldığı için toplu ulaşım araçları hakkında hiç bilgimiz olmadı...

6- Döviz bozdurmak bakımından; gittiğimiz ülkelerde çok cuzi miktarlarda değişim yaptık veya lokantalarda ve mağazalarda euro kabul ettiler...

7- Böyle çok uğraklı gezilerde hızlı hareket edildiği için gidilen şehirlerde fazla kalınamıyor, şehirlerde görülen yerler birbirine karışıyor. Biz ikinci kere gittiğimiz için bu konuda daha şanslıydık. Şehirlerde 1-2 gün konaklamalı bir gezi programı daha iyi olacaktır.

8- Son olarak; Balkan ülkeleri güzel yerler imkanlarınız elveriyorsa mutlaka gidip görün.




Harcamalarımız: 

(2 kişi) (€)

Tur bedeli                                800 (399x2)
Çıkış harcı,sigorta                    28 
Yemek, müze vb .                    165                        
Bahşiş, hediye                          70 


Toplam                                  1063 €


Toplam                      (1063x3.42= 3635 TL.)

7 Balkan Gezisi (23.09.2016-01.10.2016) (Resne-Manastır-Selanik)

Balkan Gezisi

8. Gün Resne-Manastır-Selanik

Bu gün sabah ilk defa geç kalktık, çünkü rehber biz hariç diğer tur katılanlarını  ekstra tur olarak Neum Manastırına götürdü. Biz geçen gelişimizde gördüğümüz için bu ekstraya katılmadık. Bizi saat 10.00'da otelden alacağını söyledi. Kahvaltı yapıp biraz göl kenarında yürüyüş yaptık. 


Ohrid gölü sabah yürüyüş
Manastır'a giderken yol üzerinde Resne'ye uğradık. Resne'de İttihat ve Terakki'nin önde gelen isimlerinden olan  ve Türk Yunan Savaşındaki  başarıları ile tanınan Arnavut Resne'li Niyazi'nin (1873-1913) yaptırdığı sarayı ve evini dışarıdan gördük.Biz geçen gelişimizde içeriye girmiştik. İçeride görülecek önemli bir şey yok.

Resneli Niyazi Sarayı

Resneli Niyazi'nin Saray karşısındaki evi
Resne'de oyalanmadan yola devam ettik. Yarım saat sonra 12.00'de Manastır'a (Bitola) geldik. Burasının önemi Atatürk'ün okuduğu Manastır Askeri İdadisi'nin burada olması.Şu anda bina müze olarak kullanılmakta. Bir salonu da Atatürk'e ayrılmış, fotoğraflar ve bazı eşyalar var içeride...Geçen gelişimizde gördüğümüz için grup içeriye girdiğinde biz Şirok sokakta dolaştık, Manastırlılar ile bir kafede oturup kahve içtik. Burası mağazaların ve kafelerin olduğu  bir yürüyüş yolu...

Arkada İshakiye camii, önde Manastırın ortasında var bir havuz

Önde Büyük İskender Heykeli, arkada Saat Kulesi

Şirok Sokak
Saat 13.00'de Manastırdan hareket ettik. 13.25'de Makedonya sınırına geldik ve Yunanistan'a geçtik.

Saat 17.15 de Selanik'e geldik. Selanik'in nüfusu 1 milyon...Otobüsten Aristoteles Meydanı yakınında indik, meydanı dolaştık sonra sahilden Beyaz Kule tarafına yürüdük. Hava çok güzel, hafta sonu da olması nedeniyle bütün kafeler insan dolu, tek bir sandalye boş yok. Zaten bizim de vaktimiz yok...Beyaz Kule önünde toplanıldı ve şehre kuşbakışı bakan Panorama semtindeki otelimize geldik. Selanik'de otelimiz Nepheli Hotel. Tur yolcuları taverna gecesine gittiler, biz katılmadık gece otelin bir kaç metre yakınındaki çarşıyı dolaştık. Burada pastahane kültürü çok fazla her yerde iyi kalite ve çeşit ürünler satan pastahaneler var.


Selanik

Aristoteles Meydanı

Beyaz Kule

Büyük İskender heykeli

Otelden Selanik
Selanik'e daha önce de gelmiştik o zamanki notları Emekli Hayat Blog Arşivi 2014 Eylül ayında bulabilirsiniz.


6 Balkan Gezisi (23.09.2016-01.10.2016) (Tiran-Ohrid)

Balkan Gezisi

7. Gün Tiran-Ohrid

Otelden 07.15'de hareket ettik, 08.00'de Karadağ sınırından geçerek Arnavutluk'a giriş yaptık. Saat 10.30'da, 500 yıl Osmanlı idaresinde kalmış Arnavutluğun başkenti Tiran'a geldik. Bence bu turun en aksayan yeri burası oldu. 6 yıl önce geldiğimizde hiç olmazsa Ethem Bey Camii, Saat Kulesi, İskender Bey heykeli, Opera Binasının bulunduğu İskender Bey Meydanını bir saat kadar dolaşma şansımız olmuş, biraz görebilmiştik. Bu kez otobüsümüz trafik yönlendirmesi ile bu meydana bile giremedi ve hiç durmadan şehri terk ettik. Sadece otobüsten bir kaç fotoğraf çekebildim.Tiranı göremedik...
  


İskender Meydanı 6 yıl önce de böyle kazılmıştı... 

Arnavutluk'ta Enver Hoca döneminden kalma bunker (düşmana karşı korugan)





Ethem Bey Camii

Yola devam, 13.30'da Makedonya sınırına geldik. Şimdi Arnavutluk sınırına yakın konumdaki Ohrid'e (Ohri) gidiyoruz. Ohrid gölü kıyısındaki bu güzel şehirde 45.000 kişi yaşıyormuş. Ohrid gölünün bir tarafı Arnavutluk diğer tarafı Makedonya..Ohrid turistik bir şehir, bizim gittiğimiz Eylül ayı artık sezon dışı olduğu için çok kalabalık yoktu.


Ohrid'e giderken

Ohrid'de sokak

El yapımı kağıt atölyesi 
Grup ile birlikte çarşıda inci (gerçek inci değil) satan mağazaları hızlıca görüp, 15.yy da kağıtların nasıl yapıldığını da izledikten sonra rehber serbest zaman verdi... Grup motor gezisine gitti. Biz ilk önce Ayasofya Kilisesine girdik (100 Dinar). Bu kilisenin Duvar freskleri iyi korunmuş...

Sveta Sofija (Ayasofya Kilisesi) (11.yy.)



Geçen gelişimizde gidemediğimiz için çok üzüldüğüm Ohrid' in tanıtım fotoğraflarında hep yer alan Svedi Jovan Kaneo Kilisesine gitmek için yola çıktık, buraya gitmek için biraz tırmanmak gerekiyor ve tepeye doğru yükselirken manzara da güzelleşiyor. Bu küçük kilisede bir çok uluslararası ödül sahibi "Before the Rain" filmi çekilmiş. Ben filmi izlemedim.  Kilise bir uçurumun üstüne 13.yy yapılmış Makedon Ortodoks kilisesi...Ohrid'e giderseniz buraya mutlaka gidin..Manzaranın keyfini çıkarın...

Svedi Jovan Kaneo Kilisesi (1447)

Svedi Jovan Kaneo Kilisesine giderken manzara

Svedi Jovan Kaneo Kilisesi
Kilisenin fotoğraflarını çekip yukarıdan Ohrid'i seyrettikten sonra yolu biliyormuş gibi kilisenin yukarılarına doğru ormanlık alana tırmandık, bu yol biraz vaktimizi aldı... Ohrid Kalesi surlarının kenarına kadar çıktık. Yol üzerinde St. Clement's Monastery of St. Paneleimon Kilisesini gördük...İçine girmeden dışarıdan fotoğrafladım. Buranın bahçeye giriş de ücretliydi...


St. Clement's Monastery of St. Paneleimon 

Beypazarı evlerine benziyor

Güzel Ohrid

Ohrid Çınar ağaçlı meydan buluşma mahalli

Ohrid havuzlu meydan

Ohrid otelin önünden Ohrid Gölü
Ohrid'de yemek (2 köfte 1 salata, 1 güveç kurufasulye, 2 bira) (10 €)
Çınar meydanında turdakiler ile buluşup otelimize geldik. Otelimiz göl manzaralı Belvedere Hotel.

Ohrid çok güzel ve ucuz bir sayfiye yeri, göl temiz, yüzülüyor. Buraya gelip 3-4 gün kalınabilir. 







5 Balkan Gezisi (23.09.2016-01.10.2016) (Dubrovnik-Kotor-Budva-Ulcinj)

Balkan Gezisi

6. Gün Dubrovnik-Kotor-Budva-Ulcinj

Sabah 08.00'de Neum'daki otelden hareket ettik, hemen Bosna Hersek sınırına geldik, sınırdan çıktık ve Hırvatistan'a giriş yaptık. Adriyatik kıyılarını izleyerek çok güzel bir havada Dubrovnik'e gidiyoruz.


Dubrovnik yolunda

Dubrovnik'de kruvaziyer gemiler
Dubrovnik (Ragusa) Hırvatistan'ın Adriyatik Denizi kıyısındaki orta çağdan kalma tarihi şehri... Altı yıl önce Balkan gezisine geldiğimizde uçak ile buraya gelip tekrar buradan dönmüştük. Şehir nüfusu 50.000 civarındaymış. Osmanlı döneminde 1365 yılında, Ragusa Cumhuriyetine ayrıcalık tanınmış, Osmanlı himayesine alınmış ve yıllık vergiye bağlanmış. 1815 yılında şehir Avusturya egemenliğine girmiş. 1991 yılında Sırplar tarafından bombalanmış, tarihi eserler zarar görmüş, Unesco tarafından yapılan yardım ile onarılarak eski görünümüne kavuşmuş. Dubrovnik günümüzde turistik bir şehir...

Biz saat 09.45 de eski şehrin (Old Town) giriş kapısı Pile kapısından giriş yaptık. Eski şehir her zaman çok kalabalık oluyor. Erken gitmekte yarar var...



Pile Kapısı
St. Blaise Katedrali (1715)

Eski şehrin ana caddesi Stradun 
Orlando heykeli ve arkada St. Blaise Katedrali (1715)
Rector Sarayı

Dubrovnik Eski Şehirde Osmanlı Sarığı

Eski şehirden Adriyatik
Dubrovnik'den 11.30 da hareket ettik, Saat 12.30 da Karadağ (Montenegro) sınırına geldik. 2006 yılında bağımsızlığını ilan eden Karadağ'da 600.000 nüfus yaşıyormuş.   Başkenti Podgorica (Titograd) Biz oraya gitmiyoruz. 

Kotor'a gitmek için geçtiğimiz körfezde iki ada görüyoruz. Otobüs hareket halindeyken fotoğrafladım ikisini de...
Lady of the Rocks (Yapay Ada) (Adada 15 ve 17.yy dan kalma iki kilise var)

Sv Dorde veya St. George Adası (Doğal Ada) (Adada Manastır ve mezar var)
İlk önce sahil kasabası Kotor'a geldik. Eski şehri (Old town)  dolaştık. Küçük denilebilecek eski şehirde bir çok kilise ve saray var. 535 yılında inşa edilen ve çok güzel manzarası olan kaleye ne yazık ki çıkamadık. Bu tür çok uğraklı gezilerin kaderi böyle, zaman kısıtlı ve dilediğin gibi gezmek imkansız...

Eski şehrin 3 tane kapısı var, biz deniz tarafındaki batı kapısından girdik. Kapının üstünde "Tude necome svoje nedamo" yazılı...Tito'nun "Bizim olanı vermeyiz,başkasının olanı istemeyiz" .21 Kasım 1944 tarihi ise 2.Dünya Savaşında Kotor'un Nazilerden kurtuluş tarihi...


Deniz/batı kapısı ve Oruzja Meydanı Kapı girişindeki information'da Türkçe şehir planı var

Saat Kulesi (1602) ve önünde piramit şeklinde utanç anıtı (suç işleyenleri buraya bağlayarak teşhir ederlermiş)

Kotor Kale

St.Tryphon Katedrali (1166)
Pima Sarayı

St.Luke Kilisesi (1195)
Sveti Nikola Kilisesi (1909)
Kotorda kediler pek sevilirmiş
Çamaşırlar kuruyor


Kotor'da serbest zamanımız bitti ve otobüsümüz 15.30' da hareket etti. Adriyatik kıyılarını izleyerek 16.30'da Budva'ya geldik. 


Budva, son yıllarda Dünya sosyetesinin gözdesiymiş. Ufacık bir kıyı kasabasına bu kadar ilgi olunca bozulma da başlamış...6 yıl önce geldiğimizde yapılmaya başlanan dev oteller bitmiş yenileri yapılıyor...Budva beton yığını olacak...
Biz otobüsten eski şehir yakınında indik. Eski şehir, orta çağdan kalma duvar ve kuleleri, dar sokakları, taş yapıları ile turistlerin ilgi noktası...














Budva Çanı
Budva'dan da 17.15'de ayrılıyoruz. Budva'ya 15 dakika uzaklıktaki Sveti Stefan adasını yukarıdan gören bir yerde durarak fotoğraf çekiyoruz. Bu ada önceleri savunma amaçlı kullanılmış, daha sonra turizme açılmış ve günümüzde ise sadece adadaki otelde kalanların girebildiği bir zenginler adası... 
Sveti Stefan Adası
Artık Ulcinj'deki otelimize gidiyoruz. Bu gece  Otrant Beach Hotel de kalacağız. Otele gelişimiz 18.30 ve herkes o kadar yorgun ki dışarılara çıkıp lokanta aramak yerine akşam yemeğini otelde yedik.