7 Ocak 2024 Pazar

2023 Yılı



2023 yılı da bitti. Sevinçleri, hastalıkları, ölümleri, mutlu zamanları, sıkıntıları ile yıllar hayatımızdan akıp geçiyorlar.

2023 yılı benim için iyi geçmedi. İlk önce hiç beklenmedik şekilde Bypass ameliyatı oldum. Emekli Hayat'a  onun hikayesini yazdığım için burada tekrar anlatmıyorum. Ameliyatı Mart ayında oldum.

Henüz ameliyat sonrası iyileşme dönemindeyken Haziran ayında da annemi kaybettim. Ameliyatım gibi annemin vefatı da beklenmedik şekilde oldu. Hiç hasta yatmadan adeta ayakta bu dünyadan göçtü gitti. Hep dua ederdi iki gün yatak üçüncü gün toprak diyerek...İki gün de yatmadı..Allah rahmet etsin. Annemin vefatını da  Emekli Hayat'a yazmıştım.

Yılın son aylarında evimiz ile ilgili gelişmeler yaşadık.1983 yılından beri 40 yıl oturduğumuz Kozyatağı'ndaki evimiz kentsel dönüşüme verildi. Yöneticimiz 1,5 yıl önce Büyükşehir Belediyesi'nin yapı kuruluşu olan Kiptaş'a başvurmuş..Sıramız gelmiş, bir dizi toplantılar, itirazlar, endişeler sonunda yeterli çoğunluk sağlanarak Kiptaş ile sözleşmeler yapıldı. Şimdi süreç için takvim çalışmaya başladı, bazı komşularımız taşındılar. Bir taraftan olası depreme karşı yenilenmiş bir ev olacak bu iyi bir şey fakat yıllarca oturduğumuz, oğlumun doğduğu bebeklik ve gençlik yıllarını yaşadığı ve daha bir çok anılarımıza ev sahipliği yapan evimizden ayrılmak bana zor geliyor. Hayırlısı olsun diyelim.

Geçen yıl pek gezemedik seneyi Eskişehir ve Roma gezileri ile bitirdik.

2024 yılının sağlık, huzur, mutluluk ve barış içerisinde geçmesini diliyorum.

21 Aralık 2023 Perşembe

Roma Gezisi


İspanyol Merdivenleri

2021 yılına korona olarak hasta girmiştim, pandemi üç yıl bizleri evlere kapattı, neredeyse evden dışarı çıkamadık. 2023 yılında biraz rahatladık, bu defa da benim bypass ameliyatım ve annemin vefatı üst üste geldi. Zor günlerdi.

Eylül ayında yaptığımız Eskişehir gezisinden sonra 24- 29 Ekim tarihlerinde Roma'ya gitmeye niyetlendik. Daha önce iki kez Roma'ya gittiğimiz, müze ve diğer tarihi yerleri gördüğümüz için bu defa düşük tempolu, bizi yormayacak bir gezi planı yaptık. 

Sabiha Gökçen havaalanına ilk kez metro  ile gittik. Pek rahat oldu. Kozyatağı'ndan Havaalanına 40 dakikada ulaştık. Burada ilk kez çipli pasaportlarımızla Hızlı Pasaport Geçiş Sistemi ile geçtik. İlk önce pasaportlar sisteme okutuluyor sonra parmak izi ve yüz okuma yapılarak işlem kısa sürede bitiriliyor. 

Uçağımız 09.10 da zamanında kalktı ve gecikme olmadan Roma Fiumicino  Havaalanına 10.50 de ındi. Havaalanı çok kalabalıktı, epeyi bir sıra bekleyerek giriş yaptık, herhangi bir soru sorulmadı, rahat geçtik, belki de yaşlı bunlar çalışacak halleri zaten yok diye sorgulamıyorlar..yaşlılığın faydası diyelim.

Geçen gelişlerimizde havaalanından ana istasyon Termini'ye Leonardo Express ile gitmiştik. Tek yön 14 € ve 30 dakikada ulaşıyor. Bu defa Havaalanı terminal çıkışında birkaç otobüs firmasının satış yerleri var oraya baktık, Terravision otobüs firmasından iki kişi gidiş dönüş 28 € 'ya biletlerimizi aldık.Tren fiyatına göre yarı fiyata, aynı yere Termini istasyona varıyor ve aynı yerden dönüş için hareket ediyor ve nerdeyse 20/30 dakikada bir hareket ediyor, çok sayıda sefer yapıyor.Trafik durumuna göre 45/60 dakikada Termini'ye ulaşıyor.Tavsiye edilir.

Albergo Enrica Hotel'in girişi

Çok merkezi olması nedeniyle Termini civarında çok fazla otel mevcut, biz de bu bölgedeki istasyona bir kaç blok mesafedeki  Albergo Enrica  hotele 5 gece rezervasyon yaptırmıştık. Doğrudan yürüyerek otele gittik ve artık iyicene küçülen sırt çantalarımızı otele bırakıp hemen kendimizi Roma sokaklarına attık. 7-8 odası olan oteli yaşlı bir anne ve kırklı yaşlarındaki oğlu işletiyorlar. Çok yardımsever ve iyi insanlar, bina merkezi yerde eski bir yapı fakat odalar temiz ve aydınlık fakat sadece yatmak için kalınabilir..Klasik otel resepsiyonu, kafe vb imkanları yok..Bir de gece 24 den sonra otele gelirseniz kapıda kalırsınız ana kapıyı kilitleyip evine gidiyor ana oğul..Biz zaten sokakta o saate kadar bile kalamıyorduk, yorulup otele dönüyorduk. Hiç bir olumsuzluk ile karşılaşmadık fakat bir daha gidersem tercih etmem.

Bu sırt çantaları ile gittik, az yük, aferin bize.. 

Roma'da biz oradayken hava hep açıktı,sıcaklık gezmek için çok uygundu..İlk yarım gün otel civarını gezip alış veriş imkanlarına baktık, yakın çevremizi tanıyalım turu yaptık, biraz alış veriş yapıp otele döndük

Otele en yakın konumda olan Santa Maria Maggiore kilisesi ile ertesi güne başladık.

Santa Maria Maggiore Kilisesi

Tavan Yeni Dünyadan dönen ilk gemilerin getirdiği altınla yaldızlanmış






Quattro Fontane 4 çeşme (4 yol ağzında köşe binaların altında)


İspanyol merdivenlerinin altında sal şeklinde havuz

Novano Meydanı






Roma çeşmeleri ile meşhur, çeşitli sanatçıları adım başında çok güzel çeşmeler yapmışlar,  bazıları muhteşem, bazıları mütevazi  çeşmeleri var ve buralardan su içilebiliyor, gerçekten de gezimiz boyunca biz de su kaplarımızı doldurarak içimi çok güzel bu kaynak sularından içtik. Çeşme musluklarının akan taraflarını eliniz ile kapatırsanız su akan yerin üstündeki ufak delikten  su yukarıya doğru akıyor ve rahatlıkla buradan kap olmadan içebiliyorsunuz.Yalnız dikkat üstünüzü ıslatmayın.








Aşk çeşmesi olmadan olmazdı fakat o kadar kalabalıktı ki ancak bu kadar

Bu mevsimde Roma çok kalabalıktı, her yerde uzun kuyruklar vardı..İyi ki daha önceki gelişlerimizde gezmişiz, tekrar dolaşmayı aklımızdan bile geçirmedik. 

Panteon

Agora 

Kolezyum
 
Katolik Dünyasının merkezi Vatikan'da da çok uzun kuyruklar vardı, orayı da daha önce gezmiştik. Vatikan Müzesi ve Sistina Şapel için gitmeden online bilet almak lazım yoksa çok zaman kuyruklarda kaybedilir.

Vatikan kuyruk
Melekler Kalesi

Vatikan

Meydanda yer alan filozof Giordano Bruno Heykeli’nin hikâyesi ise evrenin merkezinde güneşin yer aldığını iddia ettiğinde, ne yazık ki engizisyonun kararıyla Campo de Fiori’de diri diri yakılmış olması. Heykeltıraş Ettore Ferrari ise 1887’de Bruno’nun heykelini idam edildiği yere dikerek Giordano Bruno isminin uzun yıllar yaşamasını sağlamış. Haftanın 6 günü sabah-öğlen saatleri arası burada çiçek satışı yanında meyve, sebze, peynir, balık ve baharat satan tezgahlar kuruluyor. Biz geçen gelişimizde öğleden sonra gelmiştik ve satıcıların hepsi gitmişti.

Compo de Fiori Çiçek Pazarı

Compo de Fiori'de diri diri yakılan filozof Giordano Bruno heykeli 

Roma'da en sevdiğim bölge Trastevere..Tevere nehrinin karşı kıyısında yer alan, eskiyi korumuş evleri, sokaklarında sandalye atıp melodik İtalyancaları ile yüksek sesle konuşan, şakalaşan  teyzeleri, amcaları, kafeleri, evden eve asılmış çamaşırları ve yavaş akan hayatı ile şahane bir yer...Roma'ya gidince mutlaka zaman ayırmalı..


Trastevere'de emekli amcalar

Trastevere'de mural

 
Trastevere'de Santa Maria Bazilikası

Trastevere sokaklarında keyif

Trastevere'de kuruyan çamaşırlar

Biz Roma'da toplu taşımı pek kullanmadık hep yürüyerek dolaştık. Sadece Tevere nehrinin diğer tarafındaki Vatikan ve Trastevere'ye gitmek için otobüse bindik. Otobüs Termini istasyonun önünden kalkıyor. Otobüs bileti tek yön 1,5 euro.

Meşhur makarnacı Pastificio ufacık dükkanda makarnaları günlük kendileri yapıyorlar her gün farklı iki çeşit çıkarıyorlar, saat 13.00 de açılıyor, kısa sürede makarnaları bitiyor ve kapatıyorlar. Uzun sıra oluyor önünde bir çeşit makarna 4,5 euro .Tam karşısında meşhur trimusucu Pompi var. O da nefis. Burası İspanyol merdivenlerinin olduğu meydanın tam köşesinde. Bir öğlen denenebilir.

Dönmeye iki gün kala bütün gün dolaşmışız, yorulmuşum artık otele gidiyoruz Termini istasyonu önünde kaldırımda takılıp yüzü koyun düştüm, epeyi sert bir düşüştü, dizlerimin üstüne düşmüşüm, korktuk kırık var mı diye...toparlanıp kalktım, galiba fazla kilolarım yastık görevi yapıp beni korudu...bir dizimde hafif şişlik ve hafif ağrı oldu ama ertesi günü dolaşabildim.

Roma'da hırsızlık olayları çok oluyormuş, otele ilk geldiğimiz gün oteli işleten Lucas tekrar tekrar çantalarınıza dikkat edin diye uyardı. Bir kafede otururken birden bire garson kız ve müşteri koşmaya başladılar, ne oluyor derken anladık ki turist çantasını masada otururken kaptırmış, hırsızın peşinden koşuyorlarmış. Bir süre sonra döndüler sanırım çantaları çalınmıştı bulamadılar. Dikkat etmek lazım...


Harcamalarımız:

Yiyecek 200 euro
Uçak     487 euro (ikı kişi gidiş dönüş)
Otel       450 euro
Sigorta   300 TL.(2 kişi) 10 euro
Yurt dışı harç 300 TL (2 kişi)10 euro

Toplam 1157 euro 

yaklaşık 1200 euro

1 TL=29.97 euro

18 Kasım 2023 Cumartesi

Eskişehir Gezisi




 Eskişehir...Annemin doğduğu ve gençliğini geçirdiği şehir...Ben çocukken dayıma ve diğer akrabalara ziyarete giderdik...O yıllarda başka bir şehre gittiğinizde, orada akrabalarınız varsa onların evinde kalınırdı..Otele gitmeyi istemek neredeyse onlara hakaret etmek gibi bir şeydi..Gerçi şimdiki gibi otel bolluğu da yoktu. İstanbul'a gelen yakınlar da bizde kalırlardı. Eskişehir'den çocuk aklımda kalanlar; giderken kara trenle gidilirdi, annem ve  babamın itirazlarına rağmen camı açar, dışarı bakardım, gözlerime kurum kaçar, suratım simsiyah olurdu.. Yolculuğun sonuna doğru canım sıkılır ne zaman geleceğiz diye babamı darlardım. Bir de Eskişehir'in kış aylarında çok soğuk olduğu, Porsuk Çayının ise yaz aylarında hep sivrisinek kaynadığı aklımda kalmış. Daha sonraki yıllarda kısa süreli uğrak ziyaretlerimiz oldu ve  yıllar içinde Eskişehir'in modern bir şehir haline dönüştüğünü gördük. Bu defa tekrar gidelim ve daha çok vakit geçirelim istedik.

Artık kullanılmayan Bostancı İstasyonu ne kadar güzel
 
Yine trenle gidiyoruz fakat bu sefer Yüksek Hızlı Tren ile..19 Eylül sabah 08.54 Bostancı hareketli tren ile..Biletleri internetten aldım, günde 19 sefer olmasına rağmen tren dolu..Trende çay, kahve servisi var.. Eski tren istasyonları ne güzeldi.. Bostancı istasyon binası boş duruyor keşke onları yine istasyon binası olarak kullansalardı..Yeni halinde özellikle yağışlı havalarda bir alt geçitte, hava iyiyse platformda tren bekleniyor. Bu da benim yaşlılık huysuzluğum galiba...

Artık kullanılmayan Eskişehir İstasyonu

Tren Arifiye'ye kadar yavaş gitti, gecikecek derken Arifiye'den sonra yapılan tüneller sayesinde 3 saatte tam zamanında saat 12 civarında Eskişehir garına ulaştık. Eski gar kullanılmıyor, hemen yanına yeni garımsı şey yapılmış..ben yine aydınlık eski garı aradım, oturma alanı ve içindeki lületaşından hediyelik eşya satan dükkanları çocuk bakışımla çok hoştu...

Gara çok yakın eski bir silodan bozma İbis Hotel'de kalacağız. Yürüyerek otele gittik. Sırt çantalarımızı odaya bırakarak hemen gezmeye çıktık, hava çok güzel..

Eski silo binası şimdi kaldığımız İbis Hotel

Eskişehir'e gidenler bilirler burada Ana Jet Üssü var ve jet uçakları gece gündüz alçaktan uçuş yapıyorlar.Şehre gelenleri ilk önce bu jet gürültüsü karşılıyor. Eskişehirliler alışmış biz dışarlıklılar ağzımızı açıp bir görünen ve anında kaybolan jetleri izlemek için yukarılara bakıyoruz ve yabancı olduğumuzu hemen belli ediyoruz.

Odunpazarı Modern Müze'yi (OMM) çok merak ediyordum. Mimari yapısı çok değişik.Japon mimarlık bürosu tarafından yapılmış. Müzeyi görmek lazım, modern şehir Eskişehir'e ve tarihi Odunpazarı semtine yakışmış..





Odunpazarına gitmişken sokak aralarında dolaştık hava çok güzeldi, çay bahçesinde kahvaltı yapmaya gelmiş kadınlar ve emekliler ile oturup etrafı izledik, çaylarımızı içtik. 




Odunpazarı evleri

Daha önce Odunpazarına geldiğimiz için çok dolaşmadan OMM yi gördükten sonra yürüyerek Köprübaşına döndük. 

Her yerde çok güzel heykeller


Valilik önündeki meydan

Eski Hal binasını restore ederek Haller Gençlik Merkezi yapmışlar. Eskişehir'de 3 üniversite var. Anadolu, Osmangazi ve Teknik Üniversiteler...Bu üniversitelerde okuyan gençler Eskişehir'i bir üniversite ve gençlik şehri haline getirmişler. Gündüz ve gece geç vakit sokaklarda, kafelerde, parklarda öğrenci grupları şehre canlılık getiriyorlar. Şehrin bu hale gelmesi Eskişehirli Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in eseri..Bir kişi çok şey yapabiliyor...Temiz sokakları, heykelleri, müzeleri, parkları, öğrencileri ve yardımsever insanları ile Eskişehir örnek medeni yaşanılası bir kent..


Haller Gençlik Merkezi


Bisikletler şehri

Porsuk





Kafeler

Barlar sokağının girişine konulan heykel

Esnaf kültürü yaşıyor

Her türlü kesici alet

Ulus Heykeli

Denize kıyısı olmayan Eskişehir'e plaj yapmışlar. Eskişehir otogarının yanındaki  Kentpark'da soyunma kabinleri, güneşlenme şemsiyeleri ve şezlongları ile plaj yapılmış. Biz gittiğimizde sezon bittiği için toparlanmıştı.Parkın içinde yürüyüş yolları, kafeler de yapılmış. Parka raylı sistemle kolayca gidiliyor.

Kentpark

Kentpark

Kentpark plaj



Porsuk'ta motor gezintisi

İki günde fazla da kendimizi yormadan gezdik, çoğu zaman Porsuk kenarında oturarak şehir yaşamını ve insanlarını izledik.

Ve tabii Papağan'dan çibörek ve Abdüselam'dan Balaban kebap yemeden dönmek olmazdı. Karakedi'den de boza içtik. Tanınmış Helvacı'dan da öğleden sonra kapanmadan helvalarımızı alıp İstanbul'a yollandık. Eskişehir'i görmeyenlere gitmelerini şiddetle tavsiye ederim.Kış aylarında değil ama...

YHT Eskişehir dönüş

Yeni Eskişehir Garı





Harcamalarımız:

(2 kişi) (TL)

Ulaşım         560 (Gidiş Dönüş) (+65) (%50)
Konaklama 2685.(İBİS)
Müze            100 (OMM) (+65)
Yiyecek        1000

Toplam           4345