21 Mayıs 2019 Salı

(6.Gün-Paris) Paris-Bremen-Hamburg Gezisi (10.04.2019-20.04.2019)

6.Gün (15.04.2019) Pazartesi

Paris'de son günümüz. Bu gün Montmartre semtine gidiyoruz. Otelimize yakın olduğu için yürüyerek gidiyoruz. Hafta başı ve sabah erken olduğu için dükkanlar yeni açılıyor.

Sacre Coeur
 Place des Abbesses metro durağına geldik. Yeşil dövme demir kemerleri ve kehribar rengi ışıklarıyla Abbesses metro istasyonu Paris'de az sayıda bulunan Art Nouveau metro girişlerinden birisiymiş.
Abbesses Metro
Abbesses Metro durağının karşısında St Jean l'Evangeliste kilisesi var, ilk betonarme kilise olduğu söyleniyor. Kırmızı tuğla dış cephesi yüzünden St Jean des Briques olarak da bilinirmiş.

St Jean l'Evangeliste de Montmartre (1904)


Kaldırım ile yolların arasına ufak su kanalları yapılmış, sular buralardan akıtılarak sokak temizliği yapılıyor
 Abbesses Metro durağının hemen arkasında küçük bir park var, pek de göz önünde değil parkın içinde bir binanın duvarında 40 metrekarelik seramik bir panoda  612 karoda  mavi zemin üzerine 300 den fazla dilde 1000 kez seni seviyorum yazılmış. Biz turistler kendi dillerinde yazılanı arıyor. Sol üst tarafta bulduk, bu arada Türki dillerde de var...Turistik aktivite...
Le Mur des Je T'Aime Seni Seviyorum Duvarı
Sacre Coeur Kiliseye merdivenleri tırmanarak ya da füniküler ile çıkmak mümkün. Biz füniküleri tercih ettik. Metro biletleri burada geçerli. Kuyruktan insanlar binerken sistem insanların kilolarını tartıyor belli ağırlığa ulaşınca kapıları kapıyor. Kısa bir mesafe, içerde çantalarınıza dikkat edin anonsu yapılıyor. 

Paris'de cepçiler bir problem...Biz de kalabalık bir metro'ya bindik, yaşlıca bir Fransız hanım bizim sırt çantalarımızı işaret ederek "pocket" diyerek bizi uyardı, bu arada Nejatın arka pantolon cebindeki cüzdanı cepçiler yoklamış fakat cepte düğme olduğu için açamamış. Sırt çantalarımızda su, yiyecek ve giysi olduğu için aldırış etmiyorduk, kadın sırt çantamızda cüzdan vs var zannetti. Fransa'da özellikle turistlere yönelik hırsızlık olayları toplu taşımalarda anons ettirecek kadar yoğun.
Füniküler

Füniküler
Roma Bizans kilisesi olan Sacre Coeur'un  yapımına 1875 yılında başlanmış,bazilika 1914 yılında tamamlanmış. Çan kulesine çıkmak mümkün. Kilisenin önündeki merdivenler daima kalabalık, biz de oturup burada dinlendik, bu arada sokak müzisyeni bir arp sanatçısı harika bir müzik ziyafeti sundu bizlere....Hızlı ilerleyen bir kuyruk vardı çabucak içeriye girdik.

Sacre Coeur

Sacre Coeur'dan Paris'e bakış




Montmartre ve sanat...Kimler geçmiş bu sokaklardan...Van Gogh, Utrillo, Renoir, Picasso...Günümüzde Place du Tertre, tepecik anlamına gelen bu alan sokak sanatçılarının turistlerin resimlerini yaparak sanatlarını yaptıkları bir alan...25-30 € fiyatla resim çiziyorlardı. Ayrıca burada lokanta ve kafeler de mevcut. Her zaman kalabalık...











Makas ile kağıttan profil çıkaranlar






Au Lapin Agile bir tavşanın tavadan kaçışı resmi  sayesinde popüler olmuş. 20.yy başında ressamlar ve entelektüellerin uğrak yeriymiş.
Au Lapin Agile 

La Maison Rose
Montmartre bağları (Paris'teki son bağ Ekim ayında bağ bozumu törenleri yapılıyor)
Montmartre'da 14'den fazla yel değirmeni buğday öğütmekte ve üzüm preslemede kullanılırmış. Günümüzde bunlardan sadece 2 tane kalmış...Moulin de la Galette 1622 yılında inşa edilmiş, 19.yy sonunda değirmen ünlü bir dans salonu haline getirilmiş Renoir Van Gogh giibi ressamlara esin kaynağı olmuş. Günümüzde lokanta olarak kullanılıyor.
Moulin de la Galette
Moulin de la Galette'nin tam karşısında dar bir sokaktan girerseniz bizim kuşağın meşhur şarkıcısı Dalida'nın evi  oracıkta...Bu evinde ne yazık ki intihar ederek yaşamına son vermişti.
Dalida bu evde yaşamış ve intihar ederek hayatına son vermiş.  (1962-1987)


Bu da ikinci değirmen
Dik yokuşlu bir yola olan Rue Lepic'den aşağıya inerken sol kolda 54 numara zemin katta ressam Armand Guillaumin ve üçüncü katta Van Gogh 'un kardeşi Teo ile yaşadıkları ev var.
Vincent Van Gogh kardeşi Teo ile bu evde yaşamış

Moulin Rouge
Opera National de Paris Garnier (1875)

Place de la Concorde

Pont Alexandre III ve Seine
Seine nehrinde motorlar
Eiffel'e geçen gelişimizde çıkmıştık bu defa da görelim diye Seine nehri boyunca yürüdük ve kulenin altına kadar gelip biraz oturarak bazı Paris'lilerin beğenmediği ve demir yığını dedikleri 1889 yapımı yapıyı seyrettik.



Paris'in bütün turistik yerlerinde tabanı kum gibi tozlu bir madde ile kaplamışlar ve bizim 6 günün sonunda ayakkabılarımız bu hale gelmişti. Neden böyle yapmışlar anlayamadık...Belki çamur olmayan özel bir karışımdır.





Otelimize dönüyoruz yarın Bremen'e yolculuk var. Teşekkürler Paris, bizi üzmedin,hiç yağmur yağmadı ki Paris'in aniden inen yağmurları bilinir, hep güneşli pırıl pırıl bir havada dolaştık. Tek üzüntümüz Notre Dame yangını oldu. Adieu Paris.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder