1 Haziran 2014 Pazar

Balkanlar Gezisi 1. Gün (22-29 Ağustos 2010)

1. Gün (Pazar) İstanbul-Dubrovnik (Hırvatistan)-Poçitel-Balagaj-Mostar-Saraybosna (Bosna-Hersek)

Dubrovnik Eski Şehir (Stari Grad)
2010 yılında Pronto Tur ile yaptığımız Balkanlarda 6 Ülke gezimizden hatırladıklarımı paylaşacağım. Zorlu ve yorucu bir turdu fakat çok güzel geçti. Tura katılan sayısı 25 kişiydi, bu tür turlara genellikle gezip görmek ve öğrenmek isteyenler katıldığı için ve yolcu sayısı da az olunca çok keyifli bir tur oldu. Rehberimiz Türkan Sancaklı adında Boşnak kökenli çok güler yüzlü, anlayışlı ve bilgili genç bir hanımdı. Bölge dillerini bildiği için iletişimde hiç sorun yaşanmadı.

Türk Hava Yolları ile sabah 05.30'da Dubrovnik'e (Ragusa) uçtuk. Rahat bir yolculuk ile yaklaşık 1,5 saat sonra Dubrovnik'e vardık. Buradan bizi bekleyen otobüsümüze binerek çok erken saatte UNESCO tarafından Dünya Mirasları Listesine alınmış olan orta çağdan kalma eski şehir meydanına geldik. Rehberimiz, sabah saatlerinde eski şehrin tenha olacağını, dolaşılan alanın çok büyük olmaması nedeniyle birkaç saat sonra çok yoğunluk olacağını söyledi, gerçekten de biz eski şehirden ayrılırken Dubrovnik'e gelen dev yolcu gemilerinden inen çok sayıda turist, otobüsler ile geliyordu.

 Kilise (St Blaise)

Sokak
Liman
Dar sokaklar sıcak günler için
Rector Sarayı
Sabah sohbeti
Sokak
Kale Kapısı (Pile Gate)

Ana Cadde (Placa Stradun)
Turistler Dubrovnik limanda

Osmanlı egemenliğinde 443 yıl kalan Dubrovnik'in,  1991 yılında iç savaş sırasında Sırp saldırıları ile tarihi eserleri önemli ölçüde zarar görmüş, ancak UNESCO'nun yardımlarıyla restorasyon yapılmış ve eski görünüm kazanılmış. Kuleler, muhteşem surlar, 14 yy.'dan kalma dünyanın en eski eczanesine ev sahipliği yapan Francis Manastırı, Rector Sarayı, şehir kapıları... Her yıl çok sayıda turist tarafından ziyaret edilen bu eski şehrin küçük kafeleri ve lokantaları ile gece görüntüsü de çok güzel olmalı, fakat biz kalamıyoruz, yola devam edeceğiz. Dubrovnik'de bir kaç gün kalarak gezmek lazımmış.

Hırvatistan'dan Bosna Hersek'e gidiyoruz. Bu tur boyunca sayısını unuttuğum kadar sınır geçişi yaptık.

Dubrovnik'ten çıktıktan  2 saat sonra  Bosna Hersek sınırlarındaki Osmanlı köyü  Poçitel'e  geldik.  Bizi köyde üretilen meyvalardan satan köyün çocukları karşıladı. 1471-1878 yılları arasında Osmanlı idaresinde kalan köy, 1993 yılındaki Bosna savaşında Hırvat güçleri tarafından bombalanmış, 16 yy.'dan kalan Osmanlı eserleri ne yazık ki tahrip edilmiş. Neretva nehrinin yamacına kurulmuş bu küçük köyü tertemiz havası, sokakları ve güzel insanları ile çok sevdik. Kale'ye çıkacak kadar zamanımız olmadı. Aşağıdaki fotoğraf kaleden çekilmiş olmalı.

Poçitel  (internet)
Poçitel'den Neretva Nehri
Şişman İbrahim Paşa Camii
Camiye yardım
Kayrak taşından yapılmış evler
Köy yamaca kurulmuş

Poçitel Kale
Poçitel'den sonra Blagaj'a geldik. Burada Bosna'nın ilk tekkesi olan Sarı Saltuk Tekkesi (Blagaj Tekkesi) var. Tekke, küçük ahşap bir yapı ve bir mağaradan yeryüzüne çıkan Buna'nın kaynağının hemen yanında  yer alıyor. Buna, saniyede 43.000 litre su akıtan 19 km.lik bir yaraltı nehri. Buraya geldiğimizde hava çok sıcaktı. Suya elimizi soktuğumuzda suyun buz gibi olduğunu  gördük.

Sarı Saltuk Türbesi ve Buna kaynağı (internet)

Sarı Saltuk Türbesi
Mostar'a hareket. Mostarı çok merak ediyorum. Ve ilk defa Mostar'a yaklaşırken savaşın izleri görülüyor,  binalarda kurşun izleri duruyor. Şehrin içindeki parklar hep mezarlık yapılmış, genç mezarları. Savaş çok acımasız. Mostar'a tepeden bakan yere kocaman bir haç dikilmiş, geceleri de aydınlatılıyormuş. Bunca yaşanılmış acıya rağmen hala bir takım simgelerle farklılıkların tehdit edilerek vurgulanıyor olması çok kötü. Savaşın kazananı olmaz.

Mostar Köprüsü
Sonunda Mostar Köprüsü'nü gördük. Mimar Hayrettin tarafından 1566 yılında inşa edilen köprü, 1992 yılında Hırvat topçusu tarafından yıkılmış, Ülkemizin de katkılarıyla 2004 yılında tekrar hizmete açılmış ve  2005 yılında da Dünya mirası listesine alınmış.  Köprü, Neretva Nehri'nden 24 metre yüksekte, 30 metre uzunluğunda, 4 metre genişliğinde, inşaatında 456 kalıp taş kullanılmış. Bombalama sonrası Neretva nehrine düşen taşlar çıkarılıp kullanılmış fakat yetersiz kalınca bu taşların çıkarıldığı ocak yeniden açılmış ve eksikler tamamlanmış.


Neretva'da yüzenler

Savaştan sonra Mostar'ın doğusunda Müslümanlar, batısında Hırvatlar yaşamaya başlamış, Sırplar ise şehri genellikle terk etmişler.

Biz de turist kalabalığına karışıp  köprünün iki tarafına açılan hediyelik eşya dükkanlarını dolaştık. Kafelerinde oturup birer kahve içtik.

Türk kahvesi istedik ama böyle geldi

Mostar’daki en büyük ikinci cami olan Koski Mehmet Paşa Camii 1618 yılında inşa edilmiş,  savaşta cami ve özellikle minaresi zarar görmüş fakat  tekrar onarılmış. Caminin önünden Mostar Köprüsü çok güzel gözüküyor. Mostar'a gelen herkesin tam burdan Mostar Köprüsüne karşı bir fotoğrafı vardır.

Koski Mehmet Paşa Camii (1618)



Mostar Köprüsünde turistler

Mostar tepesinde haç
Bu gün çok yorulduk. Artık Saraybosna'ya gidiyoruz, kalacağımız otelin Hotel Hollywood gibi fiyakalı bir adı var. Tur ücretine sabah kahvaltıları ve akşam yemekleri dahil. Akşam yemeğini otelde yedikten sonra biraz otel çevresini dolaştık, insanlar kafelerde  oturmuş içkilerini, kahvelerini içiyorlar. Türkçe konuşmalar kulağımıza geliyor. Ama biz çok yorgunuz, dinlenmeye çekildik. 

Hırvatistan
Bosna Hersek




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder