9 Temmuz 2013 Salı

Paris Gezisi 3. Gün (03-09.10.2012)




05.10.2012 Cuma

Metro ile Sainte Chapelle'i görmek üzere gene İle de la Cite'ye geldik. Dün önünde uzun bir sıra olduğu için bu güne bırakmıştık. Hızımızı alamayarak o kadar erken gelmişiz ki yarım saat kapıda bekledik. (09.30 açılış) Buraya da müze pass'larımızla ücretsiz girdik. Ortaçağ'da inananlar için bu kilise "cennete açılan kapı" anlamına geliyormuş. Kilise İsa'nın Dikenli Tacını saklamak için 1248 yılında yapılmış. Kilisenin içine girildiği zaman hemen sağ taraftan sarmal bir merdivenle üst şapele çıkılıyor. Buradaki 15 m. yüksekliğinde 15 adet vitraylı pencerenin güzelliği anlatılacak gibi değil. Üst şapel kral ve ailesinin kullanımına ayrılmış, alt şapelde ise hizmetliler ve asil olmayanlar dua edermiş. Paris' e giderseniz bu şapele gidip vitraylı pencereleri görün.

 









Buradan metro ile Charles de Gaulle Meydanında yer alan Arc de Triompe gidiyoruz. Bu zafer takının temeli  Napoleon zamanında  1806 yılında atılmış ancak 1836 yılında tamamlanabilmiş. 50 m. yüksekliğindeki kemer bugün de zafer kutlamalarında  ve geçit törenlerinde kullanılmakta. Burası çok büyük bir bulvar ve on iki cadde zafer takını merkez alarak buradan devam etmekte, Takın üstünde güzel bir seyir terası var, müze pass'larımızla buraya da girdik. Sarmal merdivenleri tırmanarak yukarıya çıktık. Manzara müthiş.

Doğu Cephesi

Zafer Takına ulaşmak için alt geçit

 








Meşhur Champs Elysees


Sacre Coeur



Meçhul Asker Mezarı

Batı Cephesi


General Marceau'nun Cenazesi
Barış (Batı cephe)

Napoleon'un Zaferi (Doğu Cephe)

1792'de Gönüllülerin Sefere Çıkışı (Doğu Cephe)


Direniş (Batı cephe)


Abukir Savaşı (Napoleon'un 1799 yılında Osmanlılara karşı zafer kazanması anısına)
Buradan yürüyerek Invalides bölgesine gidiyoruz. İlk gideceğimiz yer Napoleon, Vauban ve Foch gibi birçok askerin mezarlarının ve anıtlarının  bulunduğu Dome Kilisesi. Altın yaldızlı kubbesi ile  Paris'in bir çok yerinden görünen bu yapı, 17. yy da yapılmış. Giriş serbest.





Napoleon Lahti


Foch Lahti


Çok yakındaki Rodin Müze'ye gittik. Buraya da müze pass'larımız ile girdik.  "Taşın fazlasını atıyorum geriye heykel kalıyor" diyen Rodin (1840-1917) 1908' den ölene kadar zarif bir malikane olan Hotel Biron'da yaşamış ve çalışmış, şimdi de burada bahçede ve iç mekanlarda  eserleri sergileniyor. İç mekanda fotoğraf çektirmediler, Rodin'in ünlü eseri Öpüşme ve Havva gibi başyapıtları bu iç mekandaydı.


Düşünen Adam (Bu heykelin altında kendisinin ve eşinin mezarı var.)

Balzac

Cehennem Kapıları (Aslı Louvre Müze'de)



Rodin heykelleri ve öğrenciler


Calaisliler
Louvre Müze karşısındaki Invalides bölgesindeki Dorsay Müze'ye geldik. Burada da müze pass'larla beklemeden içeri girdik. Eski istasyon binasının kapatılmasından 47 yıl sonra, 1986 yılında müze olarak açılan bu güzel yapıdaki eserlerin hepsi şahaser. Monet, Renoir, Pissaro, Sisley, Degas, Cezanne, Vincent van Gogh, Gauguin.. Bu ressamların en ünlü ve bilinen resimleri üç katlı bu müzede sergileniyor. Sadece bu müzedeki resimleri görmek için bile Paris'e gidilir. O kadar. Mutlaka gidin, görün.  Resimlerin fotoğraflarını çekmek yasak.  Bu yasak iyi de oluyor, fotoğraf çekeceğim diye koşturmak yerine sadece resimlere yoğunlaşıyor insan. Bu istasyon müzede dolaşırken hep  bizim Haydarpaşa Gar'ının da müze olarak değerlendirilmesi ne güzel olur diye düşündüm. Boş hayal tabi.





Dorsay Müze Cafe'den karşı kıyıdaki Louvre Müze

Dorsay Müze binası saatleri içerden




Müzenin salonlarında  hayranlıkla baş yapıtları görmekten, hiç birini kaçırmamaya çalışmaktan (bu mümkün değil) yorgun düştük. Çok güzel bir cafe yapmışlar, biz de biraz oturarak birer cappuccıno içtik (9.80 €) Daha da oturmak isterdik fakat müze manyağı olmuş bir şekilde Louvre Müze'ye gideceğiz. Ben bu müzedeki resimleri çok beğendim.

Dorsay Müze Cafesi

Dorsay Müze'den çıktık,  hemen karşı yakadaki Louvre Müze'ye gidiyoruz. 

Passerelle Solferino (yaya köprüsü)



Arc de Triomphe du Carrousel



Louis XIV Heykeli
Bisikletle Paris turuna katılanlar
Cam piramit içerden (Çinli Amerikalı mimar I.M.Pei eseri)

Sanki bütün Mısır mumyaları ve eserleri bu müzede













Müzede bu salonlardan çok var ve resimlerin hepsini algıyarak izlemek çok zor, bir süre sonra bütün resimler birbirine karışmaya  başlıyor.

Bu salonlardan çok var
Son anda rehber kitapta bahsedilen Marly Atları'nı görmediğimizi ve müzenin kapanış saatinin geldiğini fark ederek koşturarak alt kata indik, bu salondaki heykeller gerçekten çok güzel fakat ancak kısa bir süre görebildik.
Marly Atları (Guillaume Coustou)

İçeriye doğru ters piramit
Müze Çarşamba ve Cuma günleri saat 21.45'de kapanıyor, diğer günler 18.00'de. Salı günleri kapalı. Biz şanslıyız 21.45'e kadar gezebildik. Koşturarak emanete gidip sırt çantalarımızı aldık. Bu arada müze gezmekten yemek yok, açlıktan öleceğiz, müze binası alt katında kapatmak üzere olan bir cafe'den hızlıca gene baget sandviçlerimizi yedik. Metro ile otele döndük. Bu gün de çok yorulduk ama gördüklerimize değdi.

Çıkış
Jeanne d'Arc Heykeli
Güzel arkadlı bir bina


4.gün için tık tık













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder