9 Temmuz 2013 Salı

Paris Gezisi 7. Gün (03-09.10.2012)




09.10.2012 Salı

Bu gün Paris'te son günümüz. Sabah hava gene yağışlı, planımızda ünlülerin mezarlığı Cimetiere du Pere Lachaise'ye gitmek vardı. Fakat yağış nedeniyle gidemedik. Burada Oscar Wilde, Edith Piaf, Jim Morrison, Frederic Chopin ve daha bir çok ünlünün mezarları var. Avrupa'da mezarlar gerçekten de görülecekler yerler, ağaçlıklı, sessiz, çiçekler içinde ve tertemiz. İnsanına yaşarken değer veren uluslar öldükten sonra da mezarlarına özel bir özen gösteriyorlar.

Hava durumu uygun olmayınca sabah bavullarımızı otelde emanete bıraktık. Biz Paris merkeze hep otelin önünden girişi olan metro ile gittik. Metro hızlı ve trafik yoğunluğundan etkilenmeyen bir ulaşım aracı fakat etrafı seyretmek için hiç uygun değil. Kaldığımız otelin hemen arkasında bir otobüs kalkış yeri var ve 5-6 hattın otobüsleri  buradan kalkıyor. Biz de bu sabah buradan otobüse binerek şehre gitmeye niyetlendik. 61 numarlı otobüse bindik, bu defa etrafı seyrederek işe gidenlerin otobüse binip inmelerini izleyerek Gare Lyon önüne kadar geldik ve burada otobüsten indik.

Sokaklarda dolaşarak geniş Voltaire caddesi boyunca yürüyerek Republice Meydanına kadar geldik. Meydanda restorasyon çalışması vardı, her yeri kazmışlar, pek bir şey anlayamadık.


Lyon Garı




Yağmurda boş kalan cafeler


Türk Restoranları

Pazarda meyveler

Pazarda çiçekçi


Deniz Ürünleri

Çeşit çeşit bagetler

Leon'da Midye
Öğleden sonra metro ile otele döndük, bavullarımızı aldık, son kez metroya binerek geldiğimiz yoldan Gare Austerlitz'e geldik. Burdan da RER C ile Pont Rungis'de indik. İstasyonun önünden kalkan otobüse binerek Orly'e geldik. Biraz terminali dolaştık, Free Shop'tan hediyelik çikolatalarımızı aldık. Nihayet 18.10'da rötarsız Pegasus ile İstanbul'a yola çıktık. Rahat bir yolculukla İstanbul'a geldik. Terminalin önünden kalkan belediye otobüsüne binerek Kozyatağı'nda indik. Oğlumuz Umut bizi durakta karşıladı, eve dönmek güzel.

Genel Bilgiler:

1- Paris çok büyük ve güzel bir şehir. Her meydanında ve  sokağında görülecek  harika heykel, çeşme, anıtlar var. O kadar çoklar ki bazen bakmadan geçmek zorunda kalıyorsun.

2- Müzeleri gezecekseniz ki mutlaka gezin, müze pass alın. Ücreti zaten çıkıyor da bir de sıra beklemeden müzelere girmek zamandan kazandırıyor.  Biz 2 günlük aldık belki de 7 günlük bir Paris gezisinde 3 günlük almak daha iyi olur. Biz 2 günde çok yorulduk ve özellikle Louvre Müze'de 2 gün durmadan dolaşmamıza rağmen çok eseri göremedik. Ama 3 günü de müzelere ayırınca sokakları dolaşmak için az zaman kalıyor. Zaten müzelerin tamamen görülmesi için aylar gerek. Dengeyi bulmak kolay değil.

3- Otelimiz İbis üç yıldız standartlarındaydı. Odamızın büyüklüğü ve temizlik hizmeti iyiydi. Metronun otelin önünde olması avantajdı, fakat daha merkezde bir otelde kalmak daha iyi olurmuş. Çünkü hergün sabah akşam yarım saat metro ulaşımı oldu. Bir de biz sabah erken yola çıkıp hiç durmadan dolaşan turist türünden olduğumuz için akşam saat 7- 8 civarı otele dönmek ve dinlenmek ihtiyacı kaçınılmaz olarak ortaya çıkıyor. Bir daha da merkeze gitmek mümkün olmuyor. Merkezi otel olsa dinlendikten sonra tekrar çıkıp dolaşılabilir.

4-Fransızlar hiç de denildiği gibi "İngilizce konuşmuyorlar" durumunda değillerdi. Biliyorlarsa konuşuyorlar, "bonjour" diyerek başlayarak kibarca sorduğunuz zaman da çoğu kere işlerini bırakarak ingilizce bilmiyorlarsa da işaret diliyle yardımcı olmaya çalışıyorlar.

5- Yeme içme lokantalarda ucuz değil, buna karşılık her yerde pastaneler (kruvazanları güzel), çeşit çeşit baget sandviç yapan yerler var ve Parisliler buralardan yiyeceklerini alıp yiyerek yollarına devam ediyorlar veya hava güzelse parklarda oturuyorlar. Cafe'lerde oturmak Paris'liler için bir kültür, tek sıra halinde yüzleri sokağa dönük oturup kahve veya içkilerini içerek etrafı izliyorlar. Turist tayfası hep görecek bir yerleri olması nedeniyle bunu pek yapamıyor. Belki buraya sık gelenler için bu keyif mümkün.

6- Paris'e gitmeden özellikle müzelerde gürülecek başlıca eserler ile ilgili çalışmak lazım, müzede dolaşıp önemli eserlerin kıyısından geçip göremeden kendini kapıda bulabilirsin. Genellikle müze girişlerinde yer alan müze planlarında  önemli eserlerin oda numaraları yazıyor. Oraya  bakarak dolaşmak da bir yöntem.

7- Biz Ekim ayında Paris'deydik. Hava gün içinde açtı sıcak oldu tişörtlerle dolaştık, bir anda yağmur başladı, şemsiyeler, yağmurluklar yetmedi, ıslandık, üşüdük. Hazırlıklı olmak lazım.

8- Paris metro sistemi çok gelişmiş, hemen her yere metro ile ulaşım mevcut. Metro sistemi, RER sistemi denilen bizim banliyö hatlarına benzer sistem ile bağlantılı. Fakat Paris'te metro sistemi yıllardır kullanılan eski yapılar olduğu için bir çok istasyon giriş ve çıkışlarında yürüyen merdiven ve asansör yok, özellikle büyük ağır bavulu olanlar için sorun olabiliyor. Bir de istasyonlardaki aktarmalarda çok uzun mesafeler yerin altında yürünüyor. Metro sistemlerinin bazıları yüzeye yakın, bizim kaldığımız otelin altından metro geçiyordu ve gece geç saatte sessizlikte metronun sesi otelde duyuluyordu. Fakat çok büyük kolaylık, tartışılmaz.

9- Paris'te 6 gece 7 gün kaldık. Genellikle yürüyerek dolaştık, hiç oyalanmadan programımızı uygulamaya çalıştık, buna rağmen göremediğimiz çok bölge oldu. Yani 7 gün yetmiyor bu güzel şehre. Bir kaç kez gelerek dolaşmak lazımmış.


Harcamalarımız:
1 €=2.30 TL.  

Uçak                    477      (549TLx2=1.098 TL.)
Otel                      502      ( 6 günlük taxes dahil) (yatak) (kahvaltı ekstra 9 euro)
Sigorta                  11      ( 5.50x2)
Şehir içi ulaşım   75 
Müzeler               170
Yemek                 200

Hediye                  50

Toplam                 1485~ 1500 Euro












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder