9 Temmuz 2013 Salı

Paris Gezisi 2. Gün (03-09.10.2012)



04.10.2012 Perşembe

Metro ile Seine Nehri ortasında yer alan ve Paris'in en eski yerleşim yeri olan ada İle de la Cite'ye geldik.  Bu ada St Louise köprüsü ile daha küçük bir ada olan St Louis adasına bağlanmış. İlk önce müzelere serbest giriş sağlayan müze pass almak ve dolaşmak üzere Conciergerie'ye baktık fakat henüz açılmamıştı, biz de hemen yakındaki Notre Dame'a gittik. Orası açıktı ve giriş serbestti. 1330 yılında tamamlanan bu Katedral gerçekten çok görkemli bir yapı. Azizler ve kral heykelleri ile süslenmiş muhteşem taç kapıları, gülpencereleri, uçan payandaları ile gotik bir şahaser. 










 

Çörtenler
Bahçedeki Charlemagne Heykeli (800'de taç giymiş, Batı'daki hırıstiyanları birleştirmiş)
Conciergerie'ye gidiyoruz. Burası Fransız Devrimi sırasında aralarında Marie Antoinette'in de bulunduğu dört binin üstünde mahküma ev sahipliği yapmış. Ne gariptir ki devrimin yargıçlarından Danton ve Robespierre de giyotine gitmeden burada kalmışlar. Buradan 2 günlük müze pass'larımızı aldık.(39 € 1 kişi) Biz iki günlük tercih ettik. Daha çok günlük olanlar da var. İlk defa da Conciergerie'ye girişte kullandık. Sıra beklemeden geçiş kolaylığı da sağlıyor. Conciergerie binası çok büyük bir bina, bizim dolaştığımız müze haline getirilen bölümü çok küçük bir kısmı. Diğer bölümler halen Devlet büroları olarak kullanılıyor galiba, kapıda bekleyen polisler gördük. İçerisi bildiğimiz iç karartıcı hapishane, hücreler içindeki mahkum ve malzemeler ile hapishane ortamı canlandırılmış. Marie Antoinette de hücresinde dua ederken gösterilmiş.

Pont Notre Dame ve Conciergerie

Marie Antoinette
Marie Antoinette
Paris'in meşhur metropolıtaın metrosunun İle de la Cite çıkışı
İle de la Cite ile ana karayı bağlayan Pont Neuf'tan geçerek Les Halles bölgesine gidiyoruz. Eskiden pazar yeri olan bu bölge 1979 yılında yer altına yapılmış çok katlı alış veriş alanına çevrilmiş ve ayrıca değişik mimarisi ile Pompidou binasına ev sahipliği yapmakta. Les Halles'e giderken karşımıza çıkan bu güzel çeşme anıtının epeyi üst kısmına birisi "Kamil" yazarak kendince bir iz bırakmış. Ne diyelim.

Fontaine du Palmier
 Bu güzel çeşme de Les Halles'in meydanını süslüyor.
Fontaine des Innocents
Les Halles'deki Pompidou binası içi dışına çıkmış bir yapı. Merdivenler, asansörler, havalandırma ve su boruları gibi tüm altyapıyı oluşturan unsurlar dışarıya yerleştirilmiş. Bina müze, çeşitli sergileme alanları, sinema, performans alanları, kütüphane vb. kültürel aktiviteler içeren bir kompleks. Aslında çok güzel bir AVM olurmuş, nedense kültür merkezi yapmışlar. Bu gün Louvre Müzeye gideceğimiz için acelemiz var, içine giremedik.

Centre Pompidou (büyük boruda  yürüyen merdiven var)

Centre Pompidou önünde kafa atan Zidan Heykeli
Tour St Jacques (1523 yılı eski kiliseden geriye kalan kule)
Programımıza göre öğleden sonra Louvre Müzesine gideceğiz. Les Halles'de öğlen herkesin kuyruğa girdiği bir boulangerie'den (ekmek, sandviç çeşitleri ve diğer hamur işleri satan dükkan)  biz de baget ekmek sandviçlerimizi alıp yedik. Sonraki günlerde de göreceğimiz ve bizim de yapacağımız gibi öğlenleri herkes parklarda oturup baget ekmekli içi çeşitli malzemeli sandviçlerini  yiyor. Paris'liler baget ekmekleri gerçekten çok güzel yapıyorlar.
Seine Nehri kıyısında kitap satan Parisli
Passarelle des Arts (Yaya köprüsü)
Köprü korkuluklarının üstüne isimler yazılarak kilitler asılmış, anahtarlarını da nehre atıyorlarmış, herhalde sevgililer ayrılmasınlar diye. Bu da bir inanış. Güneş vurunca hepsi parlıyor.
Passarelle des Arts
Nihayet muhteşem Louvre Müze. Müze Pass'larımızla hiç sıra beklemeden ve ücret ödemeden kolaylıkla girdik içeri. Ücret ödenirse (11 €) Gerçekten çok büyük burası, nereden gezmeye başlayacağını şaşırıyor insan. Eserler dört katta sergileniyor, resim ve heykel koleksiyonları ait oldukları ülkelere göre düzenlenmiş. Sekiz bölüm var, Yakındoğu, Mısır, Yunan, Etrüsk, Roma eserleri, İslami eserler, heykeller, dekoratif eserler,  resimler, baskılar ve çizimler. Her yerini, bütün eserleri görmek mümkün değil. Biz burayı gezmeyi iki güne yaymayı planladık. Fotoğraf çekmek konusunda da pek planlı davranılamıyor, hangisini çekeceksiniz ki..

Cam Piramit (1989)

Louvre Girişi
Louvre Girişi



Samothraki Nikesi (Yunanistan MÖ 3 yy.)


Meşhur Mona Lisa geniş bir salonda sergileniyor, diğer resimlerin önünde herhangi bir koruyucu yok, hatta güvenlik önlemleri yetersiz gibi, bu resmin önüne cam bir koruyucu konmuş ve 2 güvenik görevlisi başında bekliyorlar.Tabi resmin önü de çok kalabalık. Japonlar her yerde olduğu gibi burada da fotoğraf makinaları ile görevdeler. Ben de aralarına karışıp bir fotoğraf çekebildim ancak cam nedeniyle parladı. Flaş yasak.

Mona Lisa (1504)

Yolunuz  Louvre Müzesine düşerse Mona Lisa'ya arkanızı dönüp karşı duvardaki devasa resme bakın. Paolo Veronese'nin Cana'da Düğün adlı bu tablosu çok hoşuma gitti. Müze'nin en büyük tablosu. (6.6mx9.9m) Bir düğün sahnesini betimleyen bu tabloda o kadar çok ayrıntı var ki. Dönemin Venedik soyluları resme yerleştirilmiş.  Ressam kendini ve dönemin diğer Venedikli ressamları Tiziano, Tintoretto ve Bassano'yu da resmetmiş. Hatta muhteşem Süleyman bile var resimde. Fotoğrafı rahat koşullarda çekmek pek mümkün değil, bu salon müze'nin en kalabalık yeri. Mona Lisa için herkes burada. Çektiğim fotoğrafla yetinmeyip internetten bir alıntı yaptım bu resim için.
Cana'da Düğün (Veronese) (1562-63)
Resim internetten alıntıdır.


Falcı  (1594) Caravaggio

Louvre'dan bahçe
Louvre'dan bahçe ve Arc de Triomphe du Carrosel
Louvre'dan bahçe

Sabin Kadının Araya Girmesi (Jacques Louis David 1799)
Napoleon tarafından Josephine'e taç giydirme (Jacques Louis David 1799)

Horas Kardeşlerin Yemini (Jacques Louis David 1784)


Eros ve Aşk

Milo Venüsü (MÖ 2.yy)
Louvre Müzesini ve diğer bütün müzeleri gezerken her yaştan öğrencinin öğretmenleri ile birlikte müzeleri gezdiklerini gördük. Önemli resimlerin önünde çocukları oturtarak onlara resimler hakkında bilgiler veriyorlardı. Ancak bu şekilde yetişen insanlar sanata va sanatçılara değer verirler. Bizim Ülkemizde hala müzelerde dolaşan öğrencileri pek göremiyoruz.

Fransa'nın Cezayir'e haksız müdahalesi esnasında Paris sokaklarında hükümet karşıtı bildiriler dağıtan Sartre'in kulağının çekilmesi hususunda  Devlet Başkanı De Gaulle'e baskılar gelir, ancak O, kendisi hakkında da atıp tutan ve düşünceleri kendisiyle taban tabana zıt olan Sartre  için “Sartre’a dokundurmam! Çünkü Sartre Fransa’nın ta kendisidir.” der. Bu da ancak sanat ve sanatçının değerini gerçekten özümsemiş insanın yapacağı bir davranıştır. Darısı bizim başımıza.

Halka Yol Gösteren Özgürlük (Eugene Delacroix 1830)

Ölen Köle (Mıchelangelo 1513-1520)

Arc de Triomphe du Carrosel (Napoleon'un 1805 yılındaki zaferleri anısına yapılmış)
Arc de Triomphe du Carrosel
Louvre Bina'dan Ayrıntı
Müze'den çıktık. Hava zaman zaman yağışlı ancak şu anda güneşli, herkes müzenin hemen önünde yer alan Jardin des Tuileries bahçesinde havuzun etrafında oturmuş, dinleniyorlar. Biz de oturarak biraz dinlendik. Müze dolaşmak çok zor, hele bu müze devasa Louvre ise.





Bahçede oturmak çok iyi geldi de sırada görülecek Orangerie Müze var, saat 17.45'de orayı kapıyorlar. Müze Pass'larımız ile beklemeden Müzeye girdik. Burada Claude Monet'in nilüferler dizisi var. Oval iki salonda duvar boyunca uzayıp giden harika nilüferler. Yükseklikleri 2 m. uzunlukları ise 17 m.'yi buluyor. Toplam uzunlukları 100 m. civarında. İnsana huzur veriyor. Nilüferlerin fotoğraflarını çektirmiyorlar. Diğer resimler flaşsız serbest. Bu müze de görülmeli.

Nilüferler (internetten)
Henri Rousseau
Amedeo Modigliani

Henri Matısse
Henri Matisse
Andre Derain
Pablo Picasso

Andre Derain


Andre Derain

Pierre Auguste Renoir
Maurice Utrillo

Maurice Utrillo
Paul Cezanne
Pierre Auguste Renoir
Paul Cezanne
Pierre Auguste Renoir

Pierre Auguste Renoir

Andre Derain
Müze kapandı, biz de mecburen çıktık. Yürüyerek parkın diğer ucundaki Concorde Meydanına geldik. Burada ızgara sosis ve adını bilmediğim et çeşitleri yapan seyyarları izledik, meydana bakan parkta biraz oturduk. Çok yorulduğumuz için buradan metro ile otele dönmeye karar verdik. Gene otelin yakınındaki marketten yiyecek ve içecek alarak otele geldik, odaya yayılarak çok ağrıyan ayaklarımızı dinlendirdik.

Concorde Maydanı

Havuzdaki Heykeller

Concorde Meydanında Luksor Dikilitaşı (3200 yıllık)
Madeleine
Seyyar Satıcı

Seyyar Izgara

3.gün için tık tık













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder