5 Eylül 2014 Cuma

Yunanistan Gezisi (Selanik) (17-24 Ağustos 2014)



Selanik (Thessaloniki)

 18-19 Ağustos 2014 (Pazartesi-Salı)

Komşumuz olmasına rağmen Yunanistan'a gidememiştik. Fiyat bakımından uygun olması nedeniyle ETS tur ile Yunanistan'a gitmeye karar verdik. Her zaman yaptığımız gibi turun sadece otel ve ulaşım olanaklarından faydalanarak kendimiz dolaşacağız. Yunanistan turu, otobüsle toplam 2.800 km. yapılarak Selanik'te 2 gece, Atina'da 3 gece ve Kalambaka'da 1 gece konaklamalı 7 günlük bir gezi.

Biz otobüse Kadıköy'den Hasanpaşa Salı Pazarı Otoparkından bindik ve 21.30'da hareket ettik. Yağmur yağıyordu yola çıkarken, sonra bir daha da yağmur görmedik, sadece çok sıcaklar yaşadık. Avrupa yakasında Şişli Evlendirma Dairesi ve Yeni Bosna'dan diğer katılımcıları da alarak yarım saat rötarla 23.30 da hareket ettik. Otobüs ETS turlarında her zaman olduğu gibi yeni ve konforlu, rehberimiz Batı Trakya Türklerinden Yunan vatandaşı Sahir Halil, şoförlerimizden yaşlıca olanı İbrahim bey, genç olanı Mahmut bey. 31 katılımcı mevcut, katılanların çoğu İstanbul dışından gelmişler ve yarısı öğretmen. Katılımcı sayısı iyi, çok kalabalık değil.

Gecenin bir yarısı otobüste ikram edilen sandviç, muz, meyve suyu vs yemek saati olmamasına rağmen biz dahil herkes tarafından anında tüketildi. Tekirdağ'da verilen bir mola sonrası 03.00 civarında İpsala sınır kapısına geldik. Rehber pasaportları topladı, onaylattı,  biz otobüsten inmedik, sadece Türk tarafı free shop'u gezildi, pek bir şey alınmadı. Sonra trabzanlarının yarısı kırmızı beyaz, diğer yarısı mavi beyaz boyanmış ve her iki taraftaki kulübelerde 2' şer askerin beklediği Meriç nehri üstündeki köprüden geçtik. Giderken ve dönerken gece geçtiğimiz için hiç fotoğraf çekemedim. 

(internet)

Artık Yunanistan'dayız, Yunan polisi otobüsün kapısına geldi, herkes pasaportları ile aşağıya indi,  soru sormadan tek tek pasaportlardaki resimlerimize ve yüzlerimize baktılar. Herkes indikten sonra da otobüse binerek içerde başka kimse kalmış mı diyerek baktılar. Sonra herkes tekrar bindi arabaya ve pasaportlar damgalanarak geri verildi. Kipi Kapısı sınır geçişimizin hepsi bu kadardı. 04.00 civarı tekrar yola çıktık. Otobüste millet uyumaya başladı, derken ön taraftan kadınlar arasında bir patırdı koptu. Noluyo derken koltuğunu yatıran bir hatuna, arkadaki kadın koltuğunu biraz kaldır ben şişmanım, demiş, öndeki de oralı olmamış. Arkadaki şişman başladı dır dır, epeyi bir söylendi, bağırdı, amanın dakka bir, gol bir şeklinde şenlik başladı derken öteki cevap vermeyince neyse sustu, sonra da tur boyunca başka vukuat olmadı çok şükür...

Gece otobüste hiç uyumadım, yolda 3 kez mola verildi ve sabah gün ışırken Rodop Dağları, Ege Denizi ve Volvi Gölü manzaraları eşliğinde 09.00'da Selanik'e geldik.  Son mola yerinde börek ve kahve eşliğinde kahvaltı yapıldı, Yunanistan'da demleme çay yok, her an kahve içiliyor, ben evden sandviç hazırlamıştım kahve ile onları yedik.

Beyaz Kule'den Selanik
Selanik, Yunanistan'ın Makedonya bölgesinde 1 milyon nufusu ile ülkenin ikinci büyük şehri. İsmini Büyük İskender'in  kız kardeşi Thessalonike'den almış. Selanik, Bizans idaresindeyken 1430 yılında  Osmanlılar tarafından fethedilmiş ve 15.yy. da kente Anadolu'dan getirilen çok sayıda Türkmen yerleştirilmiş. 1492 yılında ise İspanya'dan kovulan Sefarad Yahudileri şehre yerleştirilmiş ve 17 yy. da müslümanlığı kabul etmişler.  Selanik 500 yıla yakın bir süre bir Osmanlı şehri olarak kalmış. Balkan Savaşları sırasında, 1912 yılında  merkezden destek alamayan garnizon komutanı Tahsin Paşa Yunan Ordusu'na hiç bir direniş göstermeden şehri teslim etmiş. 

Selanik, hem Ülkemizin kurtarıcısı Ata'mızın,  hem de Türk dilinin büyük şairi Nazım Hikmet'in doğum yeri.

Selanik'de hemen panoramik tur başladı, ilk önce şehirden oldukça yüksek olan Ano Poli'deki Selanik Kalesi ve surlarına (Kastra)  gidildi, buradan güzel Selanik manzarası var.

Kale'den Selanik
Kale'de Surlar

İkinci durak Türkiye Konsolosluğu ve Atatürk Evi ile aynı caddedeki Agios Dimitrios Kilisesi, burası  4 yy. da küçük bir tapınak olarak yapılmış, sonra bazilikaya çevrilmiş, Osmanlı döneminde cami olarak hizmet görmüş, yangın ve depremlerden hasarlar almış ve nihayet 1949 yılından bu yana da kilise olarak hizmet vermeye devam ediyormuş. Yunanistan'da küçük veya  büyük kiliselerin hepsinin önünde hem Yunan bayrağı hem de sarı renkli Bizans bayrağı var, bu bayrak İstanbul Rum Patrikhanesine bağlı olduklarını gösterirmiş.


Agios Dimitrios Kilisesiit



Buradan Türk Konsolosluğu yanındaki Atatürk Evi'ne gittik, nihayet Atamızın doğduğu "pembe boyalı evi" göreceğiz. Atatürk evinin girişi konsolosluk kapısından, rehber zili çaldı fakat açan olmadı. Pazartesi günleri müze ev kapalı olduğu için gezemedik, yarın sabah tekrar geleceğiz. Bugün dışardan fotoğraf çekmekle yetindik. Konsolosluğun önünde Selanik' de  hiç bir yerde görmediğim şekilde polis otobüsü ve polisler bekliyordu. Neden çekiniliyorsa...


Atatürk Evi
Şehrin sokaklarında otobüsle turladıktan sonra deniz kıyısındaki Beyaz Kule önünde 3 saat serbest saat verildi, sonra otele gidileceği söylendi, halbuki henüz öğlen saatleri ve akşama daha çok zaman var. Biz otele kendi imkanlarımızla döneceğimizi söyledik. Burada tur yolcularından ayrıldık, yarın Halkidiki Adasına ekstra tur gidecek. Selanik'de ne gördüler ki yarın buradan gidiyorlar...

Beyaz Kule (Lefkos Pirgos)
Gruptan ayrılınca yaşasın özgürlük.. Selanik şehri herkesin dediği gibi İzmir'e benziyor, geniş balkonlu evleri, lokantaları ve kafeleri olan bir kordon sahili (Nikis) var, bu sahile paralel alış veriş dükkanlarının olduğu Tsimiski, Ermou, Egnatıas  caddeleri ve bu caddeleri keserek denize ulaşan sokaklar...Bir de Nikis bulvarı kıyısındaki belli bir yere kadar araç trafiğine kapalı olan şehrin ana meydanı Aristoteles Meydanı...Bu meydan halkın kafe ve barlarında eğlendiği bir alan olduğu gibi, kalabalık miting ve siyasi konuşmalara, festival ve karnaval gibi etkinliklere de ev sahipliği yapıyormuş. Ayrıca,  burada meydanın deniz tarafında bir de turistler için danışma kulübesi koymuşlar ama biz ne zaman uğrasak kapalıydı. Yunanlıların çalışma düzenleri pek bir değişik, bankalar sabah 08.00 de açılıyor saat 14.00 de kapanıyor, çalışma o kadar, herkes evine gidiyor, dükkanlar da 13.00 den sonra kapanıyor, 17.00 civarı açılıyor siesta..turistik dükkanlar açıktı ama..akşama doğru tevernalar, lokantalar, kafeler açılyor...hayat tekrar canlanıyor..

Aristoteles Meydanı (boş olduğuna bakmayın fotoğrafı çok erken  saatte çektim)
Şu ortadaki kulübe turizm danışma ama açık bulabilirsen, siestaaaa
Bu meydanda sırtınız denize dönük yürürken sağ kolda Terkenlis pastanesinden paskalya alıp yiyin, küçükleri bitmiş, kalanlar çok büyüktü biz bitiremeyiz diye almadık ama aklım da kaldı


Evler hep balkonlu
Balkonlar
 Biz sıcakta (38-39 derece) bu sokakları arşınlayarak ve de karnımız zil çalarak epeyi bir dolaştıktan sonra  Aristoteles Meydanının araç trafiğine açılan bölgesine gelince sağ taraftaki sokakta Yunanlıların yemek yediği kalabalık bir lokantaya oturduk, barbayani uzo ile güveç midye saganaki ve kalamar yedik, bir de Yunan salata..Yunanistan'da porsiyonlar çok fazla..biz iyi yiyici olmamıza rağmen fazla geldi yiyecekler ama "yemek bırakılmaz" diyerek büyütüldüğümüz için görev tamamlandı...(30 €)  Yunanlılar çok yiyip, içiyorlar, yemek masalarında aileler hep birlikte torunlu dedeli bol kahkahalı ve gürültülü sohbetler ediyorlar. Bir de burada herhangi bir yemek yerinde acaba kazık mı yerim düşüncesine hiç kapılmadık, fiyatlar çok lüks bir yere gitmezseniz hep aynı ve yiyecek kalitesi de değişmiyor, her şey taze, özenli, lezzetli ve anında hazırlanıyor.

Kalamarların ayakları da servis ediliyor ve çok lezzetliler 
Yunan Salatası üstünde feta dedikleri beyaz peynir
 
Gece yolda uyumamak, sıcak, yorgunluk, bir de üstüne uzolu yemek bizi iyicene ağırlaştırdı ama gene de Agia Sofia kilisesini görmeye gittik ama kapalıydı..Yarın geliriz diyerek bir kafede oturduk, onların Yunan kahvesi dediği bizim Türk kahvesinden  içtim, fakat adamlar öyle makina ile yapıp dayamıyorlar, gerçekten bakır cezvede güllü lokumu, soğuk suyu eşliğinde servis yapıyorlar. (2,5-3 €) Burada herkes frappe dedikleri buzlu kahveyi içiyor, yürürken, otururken, çalışırken daima...Yunanistan'da çok çok kahve içmelerine rağmen Starbucks çok az gördük, Mikel isminde yerel bir kahve zincirleri var, hep orada içiyorlar, biz de oturup buzlu frappe içtik (3,5 €) ama belki de alışık olmadığımız için beğenmedik..

Kahve ile mutlaka su ve lokum veya kurabiye ikramı geliyor
Buzlu frappeler
Frappeleri Nikis'deki bu Mikel'de içtik
Otelimiz merkezden biraz uzak,  etrafı göreceğiz diye yürüyerek gitmeye karar verdik. Akşama hazırlık yapan eğlence semti Ladadika'dan geçtik. Selanikte henüz metro yok, Avrupa Birliği bu konuda da yardım yapmış fakat yıllardır bitirememişler, sanırım paraları başka yerlerde kullanmışlar. Otelin üstünde bulunduğu cadde geniş ve hareketli bir  cadde, epeyi bir yürüdük,  fakat otelin olduğu bölgeye daha çok yol olduğunu anlayınca ve etrafta da görülecek pek bir şey olmayınca taksiye bindik, çabucak otelin önüne geldik. (6 €)  Otel büyük güzel bir otel, eşyaları yerleştirip etrafı öğrenmeye çıktık ve hemen otele yakın bir market bulduk, market kapanıyordu, su, meyve suyu vs. alış verişlerimizi hızlı hızlı yaptık, otele döndük.

Selanikte ikinci gün, sabah tur otobüsü ile Atatürk Evine gidilecekti, biz erkenden kahvaltımızı yapıp turdakileri beklemeden otelin servisi ile 08.00 de kordona (Nikis) gittik. Sabah serinliğinde kordon'da dolaştık, balık tutanları izledik. Kendimiz gidersek kapıda bekleyebiliriz diye turdakilere katılmak üzere yürüyerek Atatürk Evine geldik, tam 09.00 da rehber ve turdakiler ile birlikte içeri alındık. İçeriye gruplar halinde giriliyor ve ücretsiz. Daha önce okumuştum yukarı katta Atamızın çok güzel bir heykeli var, kalabalık gelmeden yukarı hemen çıkıp orada fotoğraf çektik. Daha önce evin içinde bir takım eşyalar varmış, son restorasyonda onlar kaldırılmış, yerlerine bilgi panoları konmuş.

Türkler Ata'larının evini ziyarete gelmiş

Bahçe çıkışı



Çocuk  Mustafa Kemal bu nar ağacı altında oynarmış
Üst kat maket (eşyalar şimdi yok)
Giriş katı maket
Banyo tuvalet
Atatürk Evinden çıktıktan sonra gruptan ayrıldık. Yürüyerek dün kapalı olduğu için içine giremediğimiz Rotonda'ya geldik. Binanın çapı 24,5 m., boyu 29,8 m. Bina  MS. 300 civarında Roma İmparatorluğu zamanında yapılmış, 379-395 yıllarında ilaveler yapılarak hıristiyan kilisesine dönüştürülmüş. Osmanlı döneminde minare eklenerek cami yapılmış ve 1912’de Selanik’in Yunanistan'a geçmesinden sonra yapı tekrar hıristiyan inancına açılmış, 1917’de Makedon Müzesi  olmuş. Biz gittiğimizde içeride restorasyon çalışması yapılıyordu.

Rotonda


Osmanlı izleri

 
Rotonda ile Galerius takı arasındaki  meydanda kazı çalışması vardı, yerden mozikler çıkartılıyordu.. Yunanistan'da da bizim Ülkemiz gibi nereyi kazsan tarihi eser çıkıyor.
Rotonda'nın yakınındaki Galerius Zafer Takı (4.yy.)
Rotonda ile Galerius Takı arasındaki Gounari caddesinde "I love Thessalonki" mağazası var, magnet vs hediyelikler burada nispeten kaliteli.

Bütün şehirlerde yaptığımız gibi biraz çarşı pazar dolaşalım diye Aristoteles Meydanı yakınındaki Modiano marketi aradık. Bu bölge sanki Eminönü gibi, herşey bir arada satılıyor.

Bu bölgede bir de Bezesten var, 15.yy. da inşa edilmiş, halen sergi salonu olarak kullanılmaktaymış. Binanın iç kısmında altmış dokuz küçük boyda dükkan ve dış kısmında tahtadan yapıldığı tahmin edilen kırk dört dükkan mevcutmuş. Şu anda binanın çevresinde bulunan dükkanlar sonradan yapılmış. 

Bezesten (intenet)
Modiano Market bir kaç kapısı olan içinde kasap, balıkçı ve manav dükkanlarının olduğu kapalı bir market, onarım nedeniyle bir çok dükkan kapalıydı.
Selanikli bayan et almaya gelmiş
Tavuklar, hindiler satışa hazırlanıyor
Modiano içi
Eminönü gibi
Manavdan alış veriş
Sokak arasında şirin lokanta
Dün giremediğimiz Agia Sofia'ya gidiyoruz. 5.yy. da depremde yıkılan büyük bir bazilikanın  yerine  inşa edilmiş, 8. ve 16.yy arası katedral olarak hizmet görmüş. 1523 yılında müslümanların merkez camisi olmuş. 1912 de kiliseye dönüştürülmüş. Kilisenin yanındaki kule caminin minaresi olarak kullanılmış.



Agia Sophia
Bayraklar mutlaka dalgalanıyor
Keyifle kapısından içeri girmemizle kendimizi kapının önünde bulmamız bir oldu, artık din görevlisi mi neydi adam "close close" diye kilisenin ağır kapısını bir acele kapatmaya çalışıyor. Tamam falan deyip şöyle bir kafamızı uzattık içeriye baktık, bir kaç fotoğraf çektim, adam gümm diye kapadı kapıyı...Onlar da öğlende kutsal siesta yaparlarmış...


Yunanistan'da nüfusun büyük kısmı Yunan Ortodoks Kilisesine bağlı. Selanik'de dolaşırken irili ufaklı bir çok kilise gördük. Ayrıca, mahalle aralarında  küçük şapeller var. Ortodokslarda çocuklara azizlerin ve kutsal kişilerin isimleri verilirmiş ve bu kişilerin aziz oldukları günlerde, o isimdeki kişiler de ad günlerini kutlarlarmış ve hepsinin bağlı olduğu isimlerini taşıyan kiliseleri varmış.
 
Kilise

 
Şapel

Hava çok sıcak, yorulduk, bir pastaneye oturup börek yedik, meyve suyu içtik. Dinlendik. Yürüyerek Beyaz Kuleye geldik, burası da Selanik'de buluşma noktalarından birisi, kuleye çıkmak için havanın biraz serinlemesini bekleyeceğiz. Beyaz Kulenin önünden üstü açık hop on-hop off otobüsleri kalkıyor 70 dak.dolaşıyor (9 €), Biz gene buradan kalkan klimalı ve içerde görülecek yerler hakkında açıklama  yapan bir hostesin olduğu 50 numaralı otobüse bindik.(2 €) Bu otobüs de Selanik'in görülecek yerlerini dolaşarak turunu 60 dak. tamamlıyor. Tavsiye edilir. (www.oasth.gr)

Beyaz Kule önünden küçük bir tur için bu tren de var
Turist otobüsü 50 numara
Otobüsten Agiou Dimitriou kilisesinin önündeki durakta indik. Kilisenin arkasındaki Kasandru caddesinde  16. yy. da Osmanlılar tarafından yaptırılan ve 1919 yılına kadar açık bulunan Yeni Hamam, bir dönem depo olarak kullanılmış, 1937 yılında bir bölümü yıkılarak sinemaya çevrilmiş ve 1978 yılındaki depreme kadar sinema olarak kullanılmış,  halen kültür merkezi olarak kullanılmaktaymış.
  

Buradan aynı cadde üzerinde biraz daha yürüyerek Alaca İmaret Camii'ne geldik. (İshak Paşa Camii).1484 yılında yaptırılmış, çeşitli restorasyonlar geçirmiş, iyi korunmuş haldeydi  ve halen kültür merkezi olarak kullanılmaktaymış, içerde bir sergi mevcuttu.

Alaca İmaret Camii
Alaca İmaret Camii içi
Alaca İmaret Camii içi

Profıtıs Ilıas Kilisesi (14.yy.) (Osmanlı döneminde Eski Saray Camii)
Profıtıs Ilıas Kilisesi

Bu bölgede biraz daha dolaştıktan sonra bir tur atıp gelen 50 numaraya tekrar binerek daha önce  gördüğümüz yerlerden geçerek turu tamamladık ve tekrar Beyaz Kule önüne geldik. Turistler için indi bindi yapıldığı için güzel bir gezi seçeneği. 

Kulenin biraz ilerisine yürüyerek Giorgos Zogopoulos'un Umbrella eserini gördük, güzeldi...

Umbrella
Selanik Arkeoloji Müzesi vakit yoktu gezemedik

Beyaz Kule önünden motorlar da kalkıyor, ayrıca ücret almıyorlarmış, içecek karşılığı kıyıları dolaştırıyorlarmış.

Tekne bu

İçecek fiyatları da bu
Beyaz Kule (Lefkos Pirgos) Osmanlı Devleti tarafından Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaptırılmış. Mimarının Mimar Sinan olduğuna dair bazı iddialar varmış. Kule Osmanlılar tarafından Kale, garnizon ve hapishane olarak kullanılmış. 1912'de Selanik Yunanlıların eline geçince kule sembolik bir vaftiz uygulaması olarak beyaza boyanmış, ancak zamanla kule eski rengine dönmüş.

Kulede yukarıya çıkış rampa şeklinde yapılmış, ara ara sergileme alanları oluşturulmuş, yukarıdan güzel bir manzaraya sahip. (3 €)

Beyaz Kule


Beyaz Kulenin  çevresindeki parkta oturduk, Selanikliler ve turistler de ağaç altlarına sığınmışlar, bugün sıcak çok yordu bizi, artık otele dönmeye karar verdik, otelin önünden geçen belediye otobüsüne bindik. (0.80 €) Tam otelin önündeki durakta indik. Gene komşu marketimize gittik. Su, meyve suyu, meyve, sandviçlerimizi aldık. Yarın Atina'ya yola çıkıyoruz.

Selanikte kaldığımız Grand Hotel Palace

Selaniği sevdik, 2 günde ancak bu kadar dolaşabildik. Atladığımız, göremediğimiz yerler oldu ama ne yapalım, bir dahaki sefere diyelim.. bence Selaniğe bir daha gelinir. Ama havanın bu kadar sıcak olmadığı aylarda gelmek lazım, o zaman daha keyifle gezilir.

 



3 yorum:

  1. Ne güzle bir gezi olmuş, keyifle okudum anılarınızı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, bol gezmeli günler dilerim..

      Sil
  2. teyze harikasın vallahi çok imrendim.

    YanıtlaSil