10 Eylül 2014 Çarşamba

Yunanistan Gezisi (Atina 1) (17-24 Ağustos 2014)


Atina (Athina)

20 Ağustos 2014  (Çarşamba)

Kahvaltı sonrası 08.30'da Atina'ya yola çıktık. Bu kez gündüz yolculuk yaptığımız için etrafı seyrederek ve çay, kahvemizi içerek keyifli bir yolculuk yapıyoruz. Şarkılara konu olan Vardar Ovası ve Tanrıların mekanı Olimpos Dağını görerek Larissa ve Lamia yolu üzerinden Atina'ya devam ediyoruz. Yol üzerinde güneş enerjisi paneli tarlaları görüyoruz. Komşu doğal enerji kaynaklarının farkına varmış...


Panel tarlası
Otoyol üzerinde yaklaşık 15-20 kilometrede bir durarak 3 € ile 7-8 € arası geçiş parası ödeniyor. Rehber, Yunanistan'da yolların yap işlet yöntemi ile çeşitli firmalara yaptırıldığını ve şimdi firmaların da ayrı ayrı paraları topladığını söyledi. Bizim şoförlerin bozuk para çantası vardı, ordan habire para verdiler.

Gelsin € 'lar
Karayolu kenarlarında küçüklü büyüklü maket şapeller yapılmış. Trafik kazası sonrasında ölenler anısına yakınları tarafından yapılıyormuş. Bazıları fotoğraflı olan bu şapellerin içinde ikona, zeytinyağı, mum ve para olurmuş. Rehberimiz çocukken arkadaşları ile bu paraları onlar için koyuyorlar diyerek şapellerden toplayarak sinemaya gider, dondurma yerlermiş. Para, yolda parasız kalan insanlar küçük ihtiyaçlarını karşılasınlar diyerek konurmuş. Yolda böyle o kadar çok şapel gördük ki Yunanlıların  trafik kazalarında bizden geri kalır tarafları yokmuş dedik.
Şapel satış yeri, Allah düşürmesin



Selanik- Atina yaklaşık 500 km., saat 14.30 gibi Atina'ya geldik. Antik Yunan mitolojisinde Atina şehri adını, bilgelik tanrıçası Athena ile denizlerin tanrısı Poseidon arasındaki yarışma sonunda almış. Her iki tanrı da Atina şehrini istemişler ve yarışmayı ölümlülere en fazla fayda sağlayacak hediyeyi sunacak olanın kazanmasına karar verilmiş. Poseidon Akropolis kayalığına çatallı mızrağını vurmuş tuzlu su fışkırmış, Athena kayaya vurmuş bir zeytin ağacı çıkmış. Zeytin ağacının daha değerli ve ölümlülere faydalı olduğuna karar verilerek Athena kentin koruyucusu olmuş. Atina'da her yerde benim de çok sevdiğim zeytin ağacı var.

Kentin tarihi İÖ 3000'e uzanmakta ve ilk Atina yerleşimi Akropolis'de kurulmuş. Akropolis'de düzenlenen halk toplantıları ile vatandaşlık, demokrasi ve tartışma kavramları gelişmiş. Atina'ya gideceklerin seyahat öncesi  Yunan tarihi ve mitoloji konularında biraz ders çalışması  gerekiyor,  ben çalıştım,  tarihi yerleri gezerken çok faydası oldu. Asırlar boyunca  bir çok yönetimler ve savaşlar gören şehir, 1456 yılında Bizanslılardan Osmanlı idaresine geçmiş. 1687 yılında Venediklerinin yaptığı saldırı ile Osmanlı yönetimine ara verilmiş ve tekrar işgal edilerek  1833 yılında Akroplisteki son Osmanlı birlikleri teslim olana kadar devam etmiş.

Toplam Yunanistan nüfusu 11 milyon,  Atina şehrinin nüfusu ise 4 milyon civarında.
Atina'ya gelir gelmez panoramik tur yapıldı. İlk önce Evzon askerlerinin önünde nöbet tuttuğu Parlamento  Binası önünde otobüs durdu, burası Atina nın merkezi Syntagma (Anayasa) Meydanında. Fakat hava o kadar sıcak ki meydandaki güvercinler bile yerlere yapışmış, uçamıyorlar. Nasılsa buraya çok geleceğiz diye otobüsün klimalı ortamına kaçtık hemen. Bu alana gündüz gece çok geldik ama meşhur evzon askerlerinin nöbet değişimi saatine denk gelmedik yada pek seyre değer bulmadık...

Parlemento Binası (Vouli)
Binanın istinat duvarında Meçhul Asker Anıtı (Duvarda Perikles'in Peloponnesos Savaşı şehitleri  söylevi yazılı)

Evzon Askeri



 Tekrar otobüse binerek görkemli Panathenaiko Olimpik Stadyumu önünde arabadan indik. Burası ilk olarak İÖ 330-329 'da Panathenaia oyunları için yapılmış. 1896 yılında yeniden düzenlenerek ilk modern olimpiyatlara ev sahipliği yapmış. 33.000 m2 alana sahip ve 60.000 kişi kapasiteli. Oturulacak yerleri çok güzel mermerlerden yapılmış ve güneş vurunca parlak beyaz gözüküyor ve stad halen çok iyi durumda. İçeri ücret karşılığında giriliyor, fakat bizim vaktimiz olmadığı için içine giremedik.

Tur yolcuları hep birlikte Panathenaiko Olimpik Stadyumu önünde

Stadın karşı sokağından girerek Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Başbakanlık konutuna komşu olan Türkiye Büykelçiliğine yürüyerek gittik. Karşılıklı iki bina büyükelçiliğe ait, bir tanesi kançılarya (konut) olarak kullanılıyormuş. Burada da bizim kalabalık grup bina önüne gelince kapıda bekleyen polisler hareketlendiler, bir polis otosu hemen binanın önüne geldi. Gelenlerin turist olduğunu görünce izlemekle yetindiler. Eylem yapılmasından korkuyorlardı herhalde...

Bu arada binanın Türklere veriliş hikayesini Rehber anlattı. Atatürk ve Yunan Başbakanı Venizelos Kurtuluş Savaşından sonra dost olmuşlar.  Cumhurbaşkanı ve Başbakan konutlarına komşu bu güzel bina Venizelos'a karısının ailesi tarafından düğünde drahoma olarak verilmiş. Başbakan jest olarak bu binayı Atatürk'e hediye etmek istemiş. Atatürk ancak binanın değerini ödeyerek kabul edeceğini söylemiş ve parası ödenerek alınan ve Türkiye'nin mülkü olan bu binada şimdi Türkiye Büyükelçiliği bulunuyor.
Atina Büyükelçilik Binası

Otobüs ile şehrin görülecek bir kaç yeri daha turlandıktan sonra otele geldik. Rehber panoramik turda yer alan Akropolis gezisini yarın sabah kahvaltıdan sonra yapacağını daha sonra ekstra tura gidileceğini söyledi. Biz gene turun cins yaşlıları olarak Akropolise kendimiz gideceğimizi söyledik.

Otelde eşyaları odaya bırakıp tekrar yola çıktık, bu defa 25 dak. kadar yürüyerek Syntagma Meydanına geldik. Atina'da 15 Ağustos- 15 Eylül  tatil oluyormuş, gerçekten de bazı küçük dükkanlar kapalıydı, Rehberin dediğine göre normal zamanlarda çok kalabalık olan trafik de rahattı. 

Atina'nın 3 büyük meydanından birisi  Omonia Meydanı diğeri de Syntagma Meydanı. Bu iki meydan arasındaki El Venızelou caddesi üzerinde çok güzel 3 bina var. Ulusal Kütüphane, Atina Üniversitesi ve Yunan Akademisi binaları. Yunan Akademisi binası çok güzel...


Ulusal Kütüphane
Atina Üniversitesi
Yunan Akademisinde Athena ve Apollon
Yunan Akademisi (1859)
Sokrates'in öğrencisi olan Platon, İÖ 4.yy. da Atina Akademisini kurmuş, bilim ve batı felsefesinin temelleri burada atılmış. Akademinin matematiksel ve akılcı düşünce ile kurulduğunu, akademi girişine yazılan Platon'un   "Agemetretos medeis eisito" "Geometri bilmeyen giremez"  sözü belirlemiş.
 
Yunan Akademisini girişte hoca Sokrates ve öğrencisi  Platon  bekler
Aynı cadde üzerinde Syntagma Meydanına doğru bir kapı üstünde Nümüsmatik Müzesi yazan bir kapıdan içeri baktım müze kapalı olduğu için pek ilgilenmedim sonradan burasının bizim Truva hazinelerini bulup kaçıran arkeolog Heinrich Schliemann'ın evi olduğunu okudum.

Heinrich Schliemann evi  (Nümastik Müzesi) (internet)
Artık Syntagma Meydanına geldik, burada metro istasyonu da var, havuz kenarında oturanlar, dolaşanlar, müzik yapan gençler, kay kay yapanlar..çok hareket var..


Syntagma Meydanı ve Parlamento Binası
 Atina'nın üç büyük meydanından sonuncusu olan Monastiraki Meydanı ile Syntagma Meydanı arasındaki çok hareketli trafiğe kapalı Ermou caddesi. Alış veriş caddesi...

Ermou Caddesi
Ermou caddesi üstündeki küçük meydanda Bizans Kapnikarea Kilisesi (11.yy.)

Kapnikarea Kilisesi içi
Artık hava karardı, Monastiraki Meydanında oturduk biraz etrafı seyrettik, burası çok renkli bir meydan. Çok hareket var etrafta. Buraya bir kaç kez daha geleceğiz.

Monastiraki Meydanı sağda İstasyon solda Tzisdarakis Camii
Monastiraki Meydanı her gece böyle kalabalık ve neşeli
Tzisdarakis Camii arkada tepede Akropolis
Monastiraki Meydanında Pandanassa Kilisesi
Akropolis gece
Roma Agorası
Tekrar Syntagma Meydanına döndük biraz daha oturup etrafı seyrettik, insanlar sıcak yüzünden akşam saatlerinde ortaya çıkmışlar. Buradan metroya binerek (1,40 €) otel yakındaki (Abelokipi) durağında indik. 10 dak. yürüyerek otele geldik, çokkk yorgunuz.
Yarın Yunan tanrılarının evlerini ziyarete gideceğiz...


Atina Ulaşım


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder