14 Eylül 2013 Cumartesi

Berlin Gezisi 3. Gün (15-23 Ağustos 2013)

 

Berlin 3. Gün

Bu gün müze gezilerimiz başlıyor. Gemaldegalarie (10 €) ve Deutsches Technikmuseum (6 €). Bir günde ancak 2 müze dolaşabileceğimizi düşündük. Bir günde bu sayının üstünde müze gezmek çok yorucu oluyor.
Otelimizin yakınındaki Potsdamer Platz'ın batısındaki Kulturforum'a erkenden geldik. Burası savaşta yerle bir edilmiş bir alana kurulmuş konser salonları, sanat galerileri ve müzelerden oluşmuş bir sanat merkezi. Alanda orijinal haliyle kalmış tek yapı Matthaikirche (1846), ancak kilisenin içine girince şaşırıp kaldık, eski bir kilise içi göreceğiz diye beklerken yeni yapılmış, son derece sade bir yapıyla karşılaştık.

Kulturforum'da Neue National Galerie
Dünyanın en iyi orkestralarından  Berlin Filarmoni Orkestrası (1882) da Kulturforum içindeki Philharmonie binasında çalıyor. Yıllarca orkestrayı yöneten karizmatik şef  Herbert von Karajan da çok meşhur. Işıklar içinde yatsın. Burada bir konser dinlemeyi çok isterdim, yaz tatili nedeniyle kapalı, tamirat işleri yapıyorlardı. Ağustos sonunda sezonu açıyorlarmış  ve biz o tarihlerde İstanbul'a döneceğiz. Burada ayrıca Kunstgewerbemuseum ve  Musikinstrumentenmuseum binaları da var  fakat biz onları da dolaşamadık.
Philharmonie
Kulturforum (Gemaldegalarie girişi burası)

Matthaikirche (1846)
Matthaikirche içi
Kulturforum'da gezilecek çok sergi ve müze var, fakat biz burada sadece Gemaldegalarie'yi dolaşacağız. Galeride çok güzel resimler var, buraya bir kaç tanesini alabildim.
Gemaldegalarie 13. ve 19. yy. arası Alman ve Avrupalı sanatçıların tablolarına ev sahipliği yapıyor. Hans Holbein, Van Eyck, Vermeer, Rembrandt gibi dönem sanatçılarının eserleri burada sergileniyor. Galeri sabah saat 10'da açılıyor, müze pass burada geçerli.



Sabah saat 10'da galeriye ilk girenlerdendik. Saat 1 civarı çıktık. Daha fazla dolaşmak bizim için mümkün değil, çok yoruluyoruz. Resimlere bakmak ciddi yoğunlaşmayı gerektiriyor, gene de ayrıntıları kaçırıyor insan. Eve gelip de fotoğraflara bakınca göremediğimiz ayrıntıları gördük.
Dışarda çok güzel hava var. Herkes parklara yayılmış.Biz de biraz oturup soluklandıktan sonra istikamet Deutsches Technikmuseum.
Bu müze gerçekten büyüleyici. Binanın tepesinde Douglas DC3 nakliye uçağını görünce zaten bir şaşalıyorsunuz. Bina, 2. gün notlarımda fotoğrafı olan Anhalter Bahnhof'un nakliye sahalarının üstüne inşa edilmiş. Demiryolu, havacılık,  denizyolu, karayolu, tekstil, tıp, iletişim, matbaacılık gibi ulaştıma ve teknolojinin bütün alanlarında sergileme yapılmış. Spectrum bölümünde ziyaretçilerin çeşitli araçları kullanmaları, deneylere katımları sağlanmış fakat biz akşama kadar durmadan dolaşmamıza rağmen bu bölümü ve bir kaç bölümü daha göremedik ve müzenin kapanış saati geldi. Zaten bizde de dolaşacak hal kalmamıştı.Burada çektiğim fotolardan bir kaç tanesini buraya koydum, çektiğim diğer fotoğraflarla bu müzeyi ayrıca yazacağım. Müze pass'lar burada da geçerli.


Güneşlenenlere bakan yok, sadece İstanbul'dan gelen bir turist fotoğrafını çekmiş

Deutsches Technikmuseum
Müze girişi

Bavullar hazır

1900 yılından kalma orijinal istasyon çikolata otomatı

Tren biletleri

Kraliyet treni






Bu da istasyon otomatı
Singer dikiş makinası

TV

Radyo



Gemici düğümü öğrenme
Uçma denemeleri
Balon sepeti

Lütfen kemerlerinizi bağlayın
Galiba hak ettik
Müzeden çıktığımızda çok yorgun fakat gördüklerimizin zenginliğinden dolayı büyülenmiş bir haldeydik. Bir kez daha bu Almanları takdir ettim. Berlin'e gelirseniz bu müzeyi görmeden sakın dönmeyin (hele çocuklar için çok iyi bir öğrenme alanı)  ve buraya hak ettiği zamanı tanıyın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder