9 Kasım 2014 Pazar

3 İspanya Endülüs Gezisi (Sevilla) (17-25 Ekim 2014)



Sevilla (İşbiliye) (20-21 Ekim)

Gezimizin üçüncü durağı Sevilla Santa Justa İstasyonuna  09:15'de ave hızlı treni ile 45 dakikada geldik. Bu gezide otellerimizi istasyonlara yürüme mesafesindeki yerlerden seçtik. Sevilla'da otelimiz Encarnacion Meydanının hemen yakınında. Bu bölgede sokaklar dolambaçlı, biraz arayarak oteli bulduk, henüz odamız hazır olmadığı için bavulları resepsiyona bırakıp, otelden şehir haritasını alarak dolaşmaya başladık. Otelin tam karşısında büyükçe bir market var, su, meyve suyu vs ihtiyaçlarımızı oradan temin ettik. Burada 1,5 günümüz var. Sevilla, Cordoba'ya göre daha büyük bir şehir ve görülecek çok yer var.
Encarnacion Meydanında Metropol Parasol (Alt kısmı küçük bir alış veriş yeri)
Sevilla, Müslüman İspanya'sının İşbiliye adlı başşehri, halen Endülüs bölgesinin başkenti, İspanya'nın dördüncü büyük şehri, politik, idari ve hizmet merkezi olmasının yanı sıra aynı zamanda ekonomi ve kültür merkezi. 


Acaba ben de alsam mı? Bana uygun beden bulunmaz ki...
Sevilla'lı satıcı kadın sabah temizliğinde
Bunlar da elbiselerin aksesuarları
Bunlar da takılar
İlk gideceğimiz yer Santa Maria Katedrali ve Giralda Kulesi. Burası Dünyanın en büyük gotik katedrali ve kilise yapısı olarak da üçüncü büyük yapısı (Londra'daki St.Paul katedrali ve Roma'daki St.Piere bazilikasından sonra). Endülüs Emevileri döneminde 12.yy da yapılan aynı büyüklükteki kare planlı cami üstüne inşa edilen Katedral dışarıdan çok heybetli gözüküyor. Çok uzun olmayan bir kuyrukta bekleyerek içeri girdik.(8 €) Bütün gotik katedraller gibi çok süslü, fakat çok çok büyük. Katedral içinde ana altar, koro yeri, Kristof Kolomb'un mezarı ve 80 şapel mevcut. İçeri girince büyüklük ve zenginlik görüntüsü insanı etkiliyor.
Muhteşem
Turist giriş kapısı önünde Giralda Kulesinin tepesindeki heykelin örneği

Koro yeri
Org
3.500 kg. altınla bezeli ana altar (İsa'nın hayatının betimlendiği 45 figür, 30X20 m.)
Katedral içinde Kristof Kolomb'un ve Kral III Fernando'nun mezarları var. Kristof Kolomb'un mezarının Dominik Cumhuriyetinde olduğu yönünde tartışmalı görüşler mevcut.

Kristof Kolomb'un  tabutunu İspanya'nın Castille,Leon, Aragon ve Navarra bölgelerini temsil eden figürler  taşıyor.
Sol tarafta koro yeri sağda altın bezeli ana altar
Vitraylar, vitraylar...
Giralda Kulesi, aslında eski caminin minaresi ve 104 m. yüksekliğinde, üstüne sonradan 14 adet çan barındıran 5 kat çan kulesi yapılmış, en üstte de 1.288 kg ağırlığında en hafif rüzgarda bile dönen rüzgar gülü görevi yapan bronz heykel yerleştirilmiş. Katedralin içinden Giralda Kulesine spiral  33 katlı rampa ile çıkılıyor. 70 m. yükseklikte güzel şehir görüntüsü olan bir seyir terası var. Biraz yorucu olsa da yukarı çıkmaya değer. 
Giralda Kule
Giralda Kule'nin 33 sarmal katı  ha gayret.
Giralda Kule'den Katedral görüntüsü
Portakal Bahçesi
Plaza de Toros (Arena)
İzin verseler de biz de bi baksak..
Giralda Kule'den Alcazar Sarayı'nın bir kısmı
Alcazar Sarayın tamamı
Patio de los Naranjos (Portakallı Avlu yerlerdeki sulama kanallarına bakın)
Katedral ve Giralda Kule'yi dolaşmamız 2 saat sürdü. Çıkışte Portakallı Avlu'da oturup biraz dinlendik. Yorulduk fakat daha görecek çok yerimiz var. Triunfo Meydanı Sevilla'nın  iki önemli yapıtına ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle turistlerin en yoğun olduğu bölge burası. Şimdi sırada aynı meydandaki Alcazar Sarayı var. (9,50 €) 1.Pedro Hırıstiyan fethinden sonra eski sarayın yerine Sevilla'lı ustalara "mudejar" (Hırıstiyan topraklarında yaşayan Müslümanlar)stili ile bu sarayı yaptırmış. Daha sonra gelen diğer krallar da ilaveler yaptırarak sarayı büyütmüşler. Meşhur Kastilya kraliçesi İsabel, Kristof Kolomb'u Amerika'yı keşfinden sonra burada kabul etmiş.
Alcazar Girişi kapısı üstünde kraliyet arması


Giriş avlu
Doncellas (Bakireler) Avlusu
Embassador (Elçiler) Salonu
Embassador (Elçiler) Salonu Tavanı

1. Pedro Sarayı Salon

Tavan



Şaşkın turistler


Taşı oya gibi işlemek
Kapı
Salon duvarları ve halılar
Yorgunluktan uyuyakalmış bir turist 
Halılar
Bahçe ayrı bir güzel
Oturma bankları bile "azulejos" denilen seramiklerle kaplı 
Bahçeler 12.yy da yapılmış ancak şimdi 16 yy. hali ile görülmekteymiş
Bahçe'de dinlenme
Mola
Sarayın kafesi ve baş rolde tavuskuşu

Merdivenler
Her yer seramik

Azulejos (sırlanmış renkli seramik, Arapça küçük taş)
Ahşap ve taş işçiliği
Tavan

Ferforje

Kapı

Kapı
Alcazar Sarayı'nı 2,5 saatte dolaştık.Her şeye detaylı bakmaya kalksak bir günü burada geçirmek lazım. Taş, ahşap, seramik, halı, ferforje hepsi ancak bu kadar güzel işlenir ve bu kadar sade ama muhteşem bir şekilde bir araya getirilebilir. 

Triunfo Meydanı'nda Archivo de Indias binası (Bilim insanlarına 80 milyondan fazla kitap ile hizmet vermekteymiş)
Triunfo Meydanı
Meşhur tarihi Alfonso XIII Otel
İspanyol Meydanına giderken Teatro Lope de Vega isimli bu binanın fotosunu  çekerken caddenin karşısındaki kocaman Sigara Fabrikasından bozma Sevilla Üniversitesini atlamışız, çok yorulmuşuz demek...
Buradan yürüyerek Maria Luisa Parkı yanındaki İspanyol Meydanına geldik.1929 yılında düzenlenen Expo Fuarı nedeniyle inşa edilen yarım ay şeklindeki bu meydanda sandalla gezilebilen bir gölet, köprüler ve tüm İspanya kentlerinin resmedildiği seramik localar mevcut.
Nejat ile nadir fotoğraflarımızdan, kimseye bizim fotoğrafımızı çekin diyemiyorum, gençler benden rica edince ben onların fotoğrafını çektim, onlar da bana teklif ettiler sizi çekelim diye...
İspanyol Meydanı

İspanya kentlerinin locaları

İşte bu
Locada bir turist. Oturmak serbest kaçamak yapmadım

Seramik kaplı merdivenler
Kralın kızı Maria Luisa'nın bağışladığı ve kendi adını taşıyan parkın içinden geçerek şehri bölen Guadalquivir nehri kıyısına ulaştık. Nehre parelel bir süre yürüdükten sonra San Telmo Köprüsüne geldik. Burası 1931'de inşaası tamamlanmış tarihi bir köprü.  Hemen köprü yakınındaki Torre del Oro (altın kule) 1221 yılında gözetleme kulesi olarak yapılmış, 15. yy'da Amerika'dan getirilen ganimetler saklanmış, bir kaç restorasyon geçirmiş ve halen Denizcilik Müzesi olarak kullanılmaktaymış.

 Torre del Oro (altın kule)
Kule önündeki iskeleden kalkan  nehir gemileri ile gezinti yapılıyor, biz binmedik
Nehrin karşı yakası tarihi semt Triana..Triana,  Flamenko'nun doğum yeri ve şehrin sayısız azujelo atölyelerinde varlığını sürdüren çömlek sanatı bölgesi. Sahil şeridi Calla Betis. Burada çok miktarda lokanta ve kafe mevcut. Ancak gece açılıyorlar herhalde hemen hepsi kapalıydı biz dolaştığımızda. Dar ve dolambaçlı sokaklardan geçerek Iglesia de Santa Ana Kilisesine geldik.13 yy. da inşa edilmiş ve Sevilla'daki en eski cemaat kilisesi olduğu söyleniyor. İçerde ana sınıfı öğrencileri anneleri ve öğretmenleri ile topluca gelmiş, neşeli bir okul şarkısı veya ilahi söylüyorlardı.

Igleisa de Santa Ana

Triana sokakları
Triana'da süslü evler
Calle Betis tarafından karşı kıyı
Triana'da çömlekçiler bölgesi Calle San Jorge, en ünlü seramik atölyesi de Ceramica Santa Ana..Fiyatları pahalı değil..Bu tarafa geçerseniz bakmak için bir uğrayın..

Tekrar karşı kıyıya geçtik. Bu defa da eski Yahudi mahallesi Santa Cruz'a geldik. Artık hava karardı, bu dar, karmaşık ve hareketli sokaklarda dolaştıktan sonra otelimizden epeyi uzaklaştığımızı gördük, buradan taksi ile otele döndük. (10 €) Bu gün çok dolaştık, çok yorulduk.

Sabah erkenden 07:30'da yola çıktık. Bavulları otele bıraktık. Bu gün trenimiz Granada'ya saat 11:55'de hareket edecek.Etraf karanlık fakat sokaklarda işe, okula giden epeyi insan var. Turist kalabalığı olmadan henüz açılmamış Katedral ve Alcazar Sarayı'nın önünden geçerek Guadalquivir kıyısına doğru yürüdük. Dün göremediğimiz Arena ve Kraliyet Tiyatrosunu görmeye gidiyoruz.

Sabah erken
Aynı bina gündüz
Triunfo Meydanı yakınında Ayuntamiento (Belediye Binası)
Triunfo Meydanında Turizm Bürosu giderseniz ücretsiz güzel Sevilla haritası var
Sabah dinginliği
Plaza de Toros

Arena önünde Matador
Teatro de la Maestranza (Kraliyet Tiyatrosu) (internet) (benim çektiklerimde binanın tamamı gözükmüyordu)
Sevilla gezimiz ne yazık ki burada bitti, tekrar farklı yollardan geçerek otelimize döndük, bavullarımızı aldık, kaldırımlarda tekerlek sesler çıkararak Santa Justa İstasyona geldik. Şimdi yolumuz çok merak ettiğim Granada'ya ve  Alhamra Sarayına...Saraya giriş biletimiz yok, 1 ay önceden internetten baktığımda doluydu, bakalım ne yapacağız...







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder