16 Kasım 2014 Pazar

4 İspanya Endülüs Gezisi (Granada) (17-25 Ekim 2014)



Granada (Gırnata) (21-22 Ekim)

Sevilla'dan 3 saatlik tren yolculuğu ile 15:10'da Granada tren istasyonuna geldik. İstasyona ve merkeze yakın şehrin ana caddesi Gran Via üzerindeki otelimize yürüyerek çabucak geldik. 
Otelimizin üzerinde olduğu  Gran Via de Colon'da sokak isimleri yerlere çakılmış 
Bavullarımızı  odamıza bırakarak hemen dolaşmaya başladık. Granada, Sevilla'ya göre çok daha küçük bir şehir. Granada'nın görülmeye değer mekanları üç bölgede yoğunlaşmış. Al Hamra tepesi, ona bakan Albaicin tepesi ve katedralin çevresindeki şehir merkezi. 

Biz bu gün katedrali ve şehir merkezini, yarın ise Al Hamra ve Albaicin'i görmeyi planladık. Planladık da Al Hamra Sarayında esas görülecek yer olan Nasrid Sarayına giriş bir dert. Buraya her gün sınırlı sayıda ziyaretçi alınıyormuş. Ben bir ay önceden internetten baktığımda satışı bitmişti. Bir bölüm bileti de aynı gün kapıdan sattıklarını, ayrıca şehir merkezindeki satış yerlerinden de satış yapıldığını okumuştum. Otele gelince hemen resepsiyondaki görevli kıza merkezden nereden bilet alınabileceğini sorduk. O önündeki takvime sarayın bilet uygunluk durumunu not etmiş ve merkezdeki satış yerinde de yarın için bilet olmadığını, tek çarenin yarın sabah 07:00 de kapıya giderek sıraya girmek olduğunu söyledi. Biz sabahın köründe dolaşmaya alışık olduğumuz için normal karşıladık. Bakalım yarın başımıza neler gelecek.

Gran Via üzerinden hemen yakındaki Katedral'e geldik.Yapımına 16 yy.'da başlanmış ancak 18.yy da tamamlanabilmiş. 27 m. yüksekliğindeki tavanı sayesinde aydınlık bir katedral. (4 €)







Katedralin hemen yakınında Katolik Krallar İsabel ile kocası Fernando ve çocukları için yapılan Capilla Real var. Orası da ücretli ama buraya girmedik. Hava çok güzeldi ve sokaklarda dolaşmak istedik.

Plaza Isabel la Catolica'ya geldik. Burası sonradan hep geçeceğimiz ana caddelerin geçtiği önemli bir meydan. 

Isabel Meydanındaki heykel, bu heykelin yanından Al Hamra minibüsleri kalkıyor
Kafelerde, parklarda oturarak geleni geçeni seyrettik, Carmen Meydanındaki Ayuntamiento (Belediye Binası) altındaki Turizm Danışma'dan hem haritalarımızı aldık hem de yarın sabah erkenden gideceğimiz Saraya nasıl ulaşacağımızı  öğrendik.  
Carmen Meydanında Ayuntamiento (Belediye) altında Turizm Danışma
Sonra sokakları dolaşarak görebildiğimiz kadar yerleri gördük. Bu mevsimde gezi yapmanın bence en tatsız tarafı havanın erkenden kararması, sabah 08:00'den önce aydınlanmayan ortam akşam da 19:00 civarı karanlık oluyor. Dolaşarak otele döndük.
Granada turu yapan mini tren
Sokaklar

Avlu
Sabah 06:30 da kalktık. Bu gün bizim evlilik günümüz, 32 yıl olmuş. Yıl dönümü falan görecek halimiz yok bilet peşine düşeceğiz.  Balkondan bakınca karanlık sokakta turistlerin hızlı hızlı yürüdüklerini gördüm, bunlar muhtemel bizimle bilet alacak rakiplerimiz. Neyse biz de hemen hazırlanıp kendimizi dışarı attık. Bu saatte resepsiyonda kimse yok ve biz bu akşam Granada'dan ayrılacağımız için, dün akşam resepsiyondaki görevlilere bizim bavulları odadan alıp resepsiyonda bekletmeleri için rica ettik. Otele yakın Catolica Meydanından kalkan ve üzerlerinde Al Hamra yazan C3 numaralı minibüse turistlerle doluşarak karanlıkta Al Hamra'ya yollandık. Yol çok sürmüyor ama epeyi bir rampa çıkılıyor gene de...Yürüyerek de çıkılabilir aslında ama karanlıkta ve kuyrukta yer kapma telaşında minibüs daha mantıklı...(1,20 € şoför bilet veriyor) Bir de bize iyi tatiller diyorlar, görüldüğü gibi ağır işçilik yapıyoruz buralarda sabah erkenden yola çıkıyoruz...

Biz Saraya giderken biraz da tarih bilgisi..

1232 yılında kurulan Ben-i Ahmer devletinin başkenti Gırnata'ya, 1236'da Kurtuba (Cordoba) ve 1248'de İşbiliye (Sevilla)  işgalinden kaçan Müslüman ve Yahudiler göç etmişler. Bu arada Aragon kralı II.Ferdinad ve Kastilya Kraliçesi İsabel'in  katolik kilisesinin kararı ile evlenmeleri sayesinde İspanyol birliği sağlanmış. Ben-i Ahmer devletinde ise kendi aralarında  taht kavgaları başlamış, nihayet 1492 yılında Gırnata Hırıstiyanlar tarafından teslim alınmış. Kilisenin baskısı ile İber yarımadasının tamamen Hırıstiyan hakimiyetine girmesini amaçlayan reconquista (yeniden fetih) hareketi kapsamında, Müslüman ve Yahudilerin ülkeyi terk etmesi kararı verilmiş. Böylece İspanya tamamen katoliklerin yaşadığı bir ülke haline gelmiş.

Al Hamra Plan
Al Hamra Sarayına, önceleri katolik krallar tarafından bir takım tadilatlar yaptırılmış, ancak 18. yy da Devlet koruması kaldırılınca yersiz yurtsuzlar tarafından işgal edilmiş. Amerikalı yazar Washington Irving'in yazdığı Tales of Alhambra kitabı sayesinde tekrar gündeme gelen ve Müslüman geçmişi nedeniyle unutulmak istenen Saray onarımdan geçirilerek bu gün İspanya'nın en çok ziyaret edilen yerlerinden birisi olmuş.

Minibüs bizi bilet gişesinin önüne bıraktı, nasıl bir kuyruk, yürü yürü ucunu bulmak için.. Neyse 07:20 de kuyruk ucundaki yerimizi aldık, karanlıkta kuyruğun ucu gözükmüyor, minibüsler devamlı turist getiriyor, arada Türkçe konuşmalar da geliyor, hava da serin, ayakta bekliyor herkes, neyse bir kafe var, oradan sıcak kahve, kakao vs aldık. 08:00 de bilet gişeleri açıldı, Saray 08:30 da açılıyor. Yavaş yavaş kuyruk ilerlemeye başladı, arkamızdaki uzun kuyruğa bakınca biz mutlaka girebiliriz diye düşünüyoruz.

Bilet makinelerinden bilet almak için kuyruk
Ümitle bekleyenler

Nejat'ın arkasında  kuyruk ucu gözükmüyor 
Bilet için son dönemeç, bilet bitti anonsu ile bozulan moraller, Nejat'ın önünde Avustralyalı  ağlamaklı kız
Saat 08:30 oldu rezervasyonlu turistler kapıdan girip gidiyorlar. Bir saat kadar bekledik artık gişelere son dönemece geldik seviniyoruz, bir anons "Nasrid Sarayı girişi bu gün için bitmiştir" Ne kadar üzüldüğümü anlatamam, Granada demek bu Nasrid Sarayı demek ve biz burayı göremeden döneceğiz. Bu anonsla birlikte ortalık karıştı, kalabalık bir turla gelen gruba da bilet yetmemiş galiba bir bağırış çağırış koptu, onlar bağrışırken o uzun kuyruktaki insanların hepsi dağıldı gitti, muhtemel ertesi günü gelecekler bizim böyle bir şansımız da yok, tren biletleri alınmış, otel rezervasyonları yapılmış, bu gece trenle Valencia'ya gideceğiz.  Biz gene de bekledik bari Alcazaba ve Generalife Bahçelerini görelim diye. Ama çok az insan kaldı kuyrukta. Bu arada önümüzdeki tek başına bekleyen elinde kocaman Al Hamra kitabı olan, sonradan Avustralya'dan geldiğini öğrendiğimiz kız neredeyse ağlayacak, arkamızda bizim Türkçe konuştuğumuzu duyan bir çift onlar da İstanbul'dan gelmişler, onlar da üzgün, tanıştık. Tam o sırada rehber kılıklı (hasır şapka takıyorlar) bir İspanyol kuyrukta tam bizim yanımıza geldi, elinde biletler, bildiğimiz karaborsacı, işe bak biz Türkleri buldu, kaç euro dedik bir bilet 20 €, normal gişe fiyatı 14 €. Adam bilet başına 6 € fazladan istiyor. Elinde de 5 bilet var. Gene de insaflıymış, artık ne istese vereceğiz. Öteki turistler daha durumu kavrayamadan biz, diğer Türk aile ve önümüzdeki Avustralya'lı kız biletleri kapıştık durumu oldu. Karaborsa çok ayıp ama yapacak bir şey yoktu. Bir taraftan da acaba biletler sahte mi diye düşünüyoruz, parasında değiliz de Saray göreceğiz diye İspanya'da karakolluk olmak da var. Hem de iki Türk aile birden. Neyse, bilet üstünde yazan Nasrid Sarayı girişi 13:30 da...Biletleri alıp dağıldık hemen...


Zafer kazanmış komutan pozu, ayıplı olsa da bilet bulabildik
Şimdi gideceklere bilgi...gişelerin olduğu alanda kafenin karşısında sarı renkli 10 tane falan makina koymuşlar, oradan da kredi kartı ile bilet alınabiliyor. Saat 08:00 de orayı da açıyorlar. Ben oradan almaya da niyetlendim ama makineyi nasıl kullanacağımı bilmediğim ve kuyruktaki yerimize göre bilet alabileceğimizi düşünerek vazgeçtim. Orada çok kuyruk yoktu biz geldiğimizde. Arkamızdaki bir genç çift oradan aldılar biletlerini. Biletler bitince oradan neden almadım diye kendi kendime çok kızdım. Biletler merkezi sistemden satıldığı için aynı anda orada da bilet kalmadı. Bir de sonradan fark ettik, tam gişelerin önünde tepede asılı numaratör varmış,kaç kişilk yer kaldığını oradan görebilirmişiz. Görsek ne olacaktı iyicene moralimiz bozulacaktı, hiç olmazsa ümitle bekledik... 

Şimdi bu Al Hamra 4 ana bölümde geziliyor. Generalife Bahçeleri, V. Carlos Sarayı, Alcazaba ve Nasrid Sarayı.  Al Hamra ismini Arapça Al Qal'a al Hamra (kızıl hisar) sarayın dış duvarlarında kullanılan kırmızı renkteki tuğlalardan almaktaymış.

Nasrid Sarayı'na sınırlı sayıda insan aldıkları için tam biletin üstünde yazan saatte gelmeniz isteniyor, daha önce veya daha sonra gelenleri kesinlikle içeri almıyorlar. İçeride kalış süresi yarım saat diyorlar ama içerideki kalabalığa karıştıktan sonra bir şey demiyorlar. Biz girmek için sırada beklerken geç kalmış birileri geldi ellerinde biletleri olmasına rağmen giriş saatini geçirdikleri için içeri almadılar. Diğer bölümlerde saat ve sınırlı sayıda ziyaretçi problemi yok, ayrıca Generalife bahçe veya Alcazaba bileti alarak oralar dolaşılabiliyor. Biletleri  iyi saklayın, bölümlere girerken hep kontrol ediyorlar. 

Nihayet Al Hamra'ya girdik. 13:30'da Nasrid Sarayına gideceğimize göre o saate kadar Generalife Bahçelerini ve Alcazaba'yı dolaşmaya karar verdik.

Generalife Bahçeleri (Yanna el Arif) (Mimarın bahçesi veya yüce cennet) 1302-1309 yıllarında Sultan III Muhammed hükümdarlığı sırasında inşa edilmiş, 1313-1324'de Emir Ebu Velid İsmail döneminde tekrar dekore edilmiş. Sierra Nevada dağlarından kanallarla getirilen sular sayesinde bu görkemli bahçeler yaratılmış. Bahçe içinde bir de yazlık saray var. Setler halinde yapılmış bakımlı çiçekler içindeki bahçeleri,  fıskiyeli havuzları, çeşitli ağaçlardan oluşturulan duvarları ile gerçekten çok güzel alanlar yaratılmış.  

Bahçelere doğru
Ağaç duvarlar
Misss


Yazlık Saray
Yazlık Saray havuzun diğer cephesi

Başka bir havuzlu avlu
Yazlık saray

Yazlık Saray
Yazlık saray

Yazlık Saray'da başka bir avlu
Yazlık Saray'dan Nasrid Sarayı
Yazlık Saray'dan Mağribi mahallesi Albaicin
Bahçeler





Sular, çiçekler,ağaçlar huzur
Generalife Bahçelerinden Nasrid Saraya epeyi bir yürüyüş yolu mevcut. Sarayın ilk giriş kapısı (Sarayın bir çok kapısı var) Arapça adıyla Bab-ül Şeriat, İspanyolca Puerta de La Juctica (adalet kapısı), diğeri ise Vino-Şarap kapısı. Adalet kapısının Gırnata sultanlarının belirli zamanlarda halkın dertlerini dinledikleri kapı, Şarap kapısının ise zafer gününde halka bedava şarap dağıtılan kapı olduğu söylenmekte..

Vino Şarap Kapısı
Adalet kapısı (internet)
Kapılardan sonra V.Carlos Sarayının yanından geçerek Alcazaba ve Nasrid Sarayının olduğu avluya geldik. V.Carlos Sarayı ( (1526) günümüzde güzel sanatlar müzesine ev sahipliği yapıyormuş. Bu güzel mekana hiç yakışmayan ve muhtemelen bazı güzel binaları yıkarak yapılan bu devasa sarayın sadece içine girerek bir baktık.

V.Carlos Sarayı
Sarayın dış görüntüsü
Alcazaba ve Nasrid Sarayı Avlusu
Alcazaba'dan Albaicin görüntüsü
V.Carlos Sarayı önündeki kuyrukta bekleyenler Nasrid Sarayına girecekler
Alcazaba'dan Magribi mahallesi Albaicin
Al Hamra'dan Albaicin'deki  Mirador San Nicolas Kilisesi'ne bakış. Biz de öğleden sonra oraya giderek Al Hamra'ya bakacağız.
Al Hamra'nın en eski parçası olan Alcazaba (hisar) 9. yy dan kalmaymış.  Asıl hisarın büyük bölümü yıkılmış olsa da bazı kalıntılar mevcut, en önemli kısmı Torre de la Vela çan kulesi. Bu kule adını  tarım alanlarının sulandığı saati duyurmak için çalınan çandan almaktaymış.


Çan Kulesi
Alcazaba
Çan Kulesinden Mağribi mahallesi Albaicin
Alcazaba
Sabahtan beri dolaşıyoruz, Nasrid Sarayı girişindeki avluda bir büfe varmış oradan sandviç ve içecek alarak karnımızı doyurduk ve biraz dinlendik.
Nasrid Sarayına giriş saatimizde kuyrukta yerimizi aldık, bizim birlikte bilet aldığımız İstanbul'lu aile ve Avustralyalı kız da geldiler. Kuyrukta başladık sohbete. Genç arkadaş da yarın Granada'dan ayrılıyormuş, o da bilet bulduğu için çok mutluydu...Tam saatinde biletlerimizin saati kontrol edildi ve grup halinde içeriye alındık
Nasrid Sarayı kuyruğunda iki Türk aile
Görünüşü ile hiç bir albenisi olmayan bir kapıdan içeri girdiğimizde ilk salon Sultan İsmail (1314-1325) zamanında yapılıp V. Muhammed'in  (1362-1391)  ilaveler yaptırdığı Mexuar Saray (Meşver) Sarayın idari bölümlerinin yer aldığı bu bölüm'den çok güzel Mağribi mahallesi Albaicin manzarası var. Buradan ortasında küçük bir havuz bulunan bir iç avlu'ya geçiliyor. Avlunun iki yanında yer alan kapıların yanları ve üstlerinde taş üzerine işlenmiş " Ve La Galibe İllallah" "Allah'tan başka galip yoktur" yazısı yer alıyor.  Sarayın hemen her yerinde tekrarlanan bu sözcük Al Hamra'nın adeta simgesi...
Nasrid Sarayı'nın gösterişsiz girişi
Mexuar Odası
Ve La Galibe İllallah
Albaicin
Mexuar bölümü iç avlu
Tavan
Avlu'ya bakış




 Mexuar avlusundan bir kapı ile Comares avlusuna geçiliyor. Comares Saray, I Yusuf (1333-1354) ve V. Muhammed (1362-1391) döneminde yapılmış. Bu avlu devlet konuklarının ve elçilerin sultanın huzuruna çıkmadan bekletildikleri ön kabul yeri.. Havuzun iki yanında yer alan mersin ağaçları (dikdörtgen şekilde kesilmiş) nedeniyle mersinli avlu da deniliyor.. Bu avlunun etrafında yer alan salonlarda devlet işleri görülür, yabancı elçiler kabul edilirmiş... 
Comares Avlusu, karşıda Comares Kulesi ve altında Elçiler Salonu

Mola


Comares Avlusu
Sala de los Embajadores (elçiler salonu) taht odası da denilen  kare biçimli (11 m.) bu salondaki taş ve ahşap işçiliği anlatılır gibi değil..Salon iç duvarları yerden bir metre kadar çini ile kaplanmış, üst kısımlar muhteşem taş ve ahşap işçiliği...Buraya gelen elçilerin bu güzellik karşısında zaten dilleri tutuluyordur...

Elçiler Salonu

Elçiler Salonu

Elçiler Salonu





Elçiler salonu pencere


Mersinli Avlu
Sarayın idare ve yönetim bölümünden harem kısmına, Mersinli Avludaki kapıdan Sala da los Mocarabes (Mokarab salonu) geçilerek ulaşılıyor.. Mokarab özel bir alçıdan yapılan duvar bezemesine denilirmiş..

Buradan Emir V. Muhammed tarafından yaptırılan Patio de los Leones'e (aslanlı avlu) geçiliyor. Avluyu çevreleyen muhteşem revakları taşıyan sütunları müthiş..Bu avluya da Sala de Mocarabes (mokarab salonu),  Sale de los Reyes (sultan salonu),Sala de Dos Hermanas (iki kız kardeş) salonları,Sala de los Abencerrajes, (İbn-i Sarac divanhanesi) açılıyor.

Aslanlı avlu,  28m.x16m. boyutlarında 124 mermer sütunla çevrelenmiş bir alan ve ortada beyaz mermerden 12 aslan figüründen oluşan ve buradan taşan suların kanallarla salonlara geçtiği bir zerafet abidesi...Çok güzel...

Aslanlı avlu

Aslanlar
Tavan
Bu zerafete ne denebilir?
Haremden Albaicin
İki kız kardeş salonu


Harem'den
Harem Salonu
Su kanalları
Harem özel bahçesi  Lindaraja 
 Sabah 09:30'da girdiğimiz Al Hamra'da Nasrid sarayından saat 15:00'de çıkmamız ile tam 5,5 saat geçirmişiz.  Bence Al Hamra tam bir gün ayırarak daha detaylı gezmeyi hak ediyor. Bilet bulamadık diye bunca üzülmekte haklıymışım doğrusu. Göremeden dönseydik yazık olacaktı. Bu gün şanslı günümüzmüş.

Çeşitli ağaçlarla şekil verilmiş dış bahçelerden geçerek ve gördüğümüz güzellikleri hazmetmeye çalışarak Puerto de los Carros'dan  çıkarak hemen yakındaki otobüs durağından otobüse bindik. Granada'da otobüste şoförden bilet alınıyor. (1,20 €)



Nasrid dışındaki Partal Saray 
 Otobüsten Granada'nın önemli meydanlarından Plaza Nueva'da indik. Buradan da C2 numaralı otobüse binerek tarihi Mağribi mahallesi Albaicin'e gideceğiz. Burası komşu semti çingene mahallesi Sacromonte ile ile en iyi korunan mağribi bölgesi..Darro nehrinin bir tarafında Al Hamra tepesi diğer tarafında Albaicin tepesi var.


Plaza Nueva'da Real Chancilleria (Kraliyet Yargıtayı) (1530)
Otobüsten Cuesta del Chapiz'de inerek çok güzel, dar sokaklardan geçerek Mirador de San Nicolas kilisesi önüne geldik.Bu kilisenin önü de Darro vadisinin diğer yanındaki Al Hamra manzarası ile ünlü. Bu yüzden de burası da turistlerin mutlaka geldikleri bir yer.

Albaicin'de ev
Albaicin sokak
Mirador San Nicolas önünden Al Hamra ve arkada tepeleri karlı Sierra Nevada dağları
Mirador San Nicolas önünde turistler

Albaicin

Albaicin
 Kilisenin yanında biraz soluklandıktan sonra Albaicin sokaklarında dolaşarak güzel manzaralar eşliğinde yokuş aşağı yürüyerek Darro nehri kenarına ulaştık.
  
Darro'ya doğru
Darro nehri kenarından yukarıda Nasrid Sarayı

Sokak
Darro nehri kenarından yürüyüş
Darro nehri kenarından Plaza Nueva'ya doğru
Albaicin'e bizim indiğimiz bu yoldan yürüyerek de çıkılır, biraz yokuş fakat çok güzel sokaklar var. Biz bu günlük yeter dedik ve Plaza Neuva'da oturarak hem gelen geçeni izledik hem de karnımızı doyurduk. Otele giderek bavullarımızı aldık, 21:30'da kalkacak trenimize binmek üzere istasyona yollandık. 







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder