Balkan Gezisi
6. Gün Dubrovnik-Kotor-Budva-Ulcinj
Sabah 08.00'de Neum'daki otelden hareket ettik, hemen Bosna Hersek sınırına geldik, sınırdan çıktık ve Hırvatistan'a giriş yaptık. Adriyatik kıyılarını izleyerek çok güzel bir havada Dubrovnik'e gidiyoruz.
|
Dubrovnik yolunda |
|
Dubrovnik'de kruvaziyer gemiler |
Dubrovnik (Ragusa) Hırvatistan'ın Adriyatik Denizi kıyısındaki orta çağdan kalma tarihi şehri... Altı yıl önce Balkan gezisine geldiğimizde uçak ile buraya gelip tekrar buradan dönmüştük. Şehir nüfusu 50.000 civarındaymış. Osmanlı döneminde 1365 yılında, Ragusa Cumhuriyetine ayrıcalık tanınmış, Osmanlı himayesine alınmış ve yıllık vergiye bağlanmış. 1815 yılında şehir Avusturya egemenliğine girmiş. 1991 yılında Sırplar tarafından bombalanmış, tarihi eserler zarar görmüş, Unesco tarafından yapılan yardım ile onarılarak eski görünümüne kavuşmuş. Dubrovnik günümüzde turistik bir şehir...
Biz saat 09.45 de eski şehrin (Old Town) giriş kapısı Pile kapısından giriş yaptık. Eski şehir her zaman çok kalabalık oluyor. Erken gitmekte yarar var...
|
Pile Kapısı |
|
St. Blaise Katedrali (1715) |
|
Eski şehrin ana caddesi Stradun
|
|
Orlando heykeli ve arkada St. Blaise Katedrali (1715) |
|
Rector Sarayı |
|
Dubrovnik Eski Şehirde Osmanlı Sarığı |
|
Eski şehirden Adriyatik |
Dubrovnik'den 11.30 da hareket ettik, Saat 12.30 da Karadağ (Montenegro) sınırına geldik. 2006 yılında bağımsızlığını ilan eden Karadağ'da 600.000 nüfus yaşıyormuş. Başkenti Podgorica (Titograd) Biz oraya gitmiyoruz.
Kotor'a gitmek için geçtiğimiz körfezde iki ada görüyoruz. Otobüs hareket halindeyken fotoğrafladım ikisini de...
|
Lady of the Rocks (Yapay Ada) (Adada 15 ve 17.yy dan kalma iki kilise var) |
|
Sv Dorde veya St. George Adası (Doğal Ada) (Adada Manastır ve mezar var) |
İlk önce sahil kasabası Kotor'a geldik. Eski şehri (Old town) dolaştık. Küçük denilebilecek eski şehirde bir çok kilise ve saray var. 535 yılında inşa edilen ve çok güzel manzarası olan kaleye ne yazık ki çıkamadık. Bu tür çok uğraklı gezilerin kaderi böyle, zaman kısıtlı ve dilediğin gibi gezmek imkansız...
Eski şehrin 3 tane kapısı var, biz deniz tarafındaki batı kapısından girdik. Kapının üstünde "Tude necome svoje nedamo" yazılı...Tito'nun "Bizim olanı vermeyiz,başkasının olanı istemeyiz" .21 Kasım 1944 tarihi ise 2.Dünya Savaşında Kotor'un Nazilerden kurtuluş tarihi...
|
Deniz/batı kapısı ve Oruzja Meydanı Kapı girişindeki information'da Türkçe şehir planı var |
|
Saat Kulesi (1602) ve önünde piramit şeklinde utanç anıtı (suç işleyenleri buraya bağlayarak teşhir ederlermiş) |
|
Kotor Kale |
|
St.Tryphon Katedrali (1166) |
|
Pima Sarayı |
|
St.Luke Kilisesi (1195) |
|
Sveti Nikola Kilisesi (1909) |
|
Kotorda kediler pek sevilirmiş |
|
Çamaşırlar kuruyor
Kotor'da serbest zamanımız bitti ve otobüsümüz 15.30' da hareket etti. Adriyatik kıyılarını izleyerek 16.30'da Budva'ya geldik.
Budva, son yıllarda Dünya sosyetesinin gözdesiymiş. Ufacık bir kıyı kasabasına bu kadar ilgi olunca bozulma da başlamış...6 yıl önce geldiğimizde yapılmaya başlanan dev oteller bitmiş yenileri yapılıyor...Budva beton yığını olacak...
|
Biz otobüsten eski şehir yakınında indik. Eski şehir, orta çağdan kalma duvar ve kuleleri, dar sokakları, taş yapıları ile turistlerin ilgi noktası...
|
Budva Çanı |
Budva'dan da 17.15'de ayrılıyoruz. Budva'ya 15 dakika uzaklıktaki Sveti Stefan adasını yukarıdan gören bir yerde durarak fotoğraf çekiyoruz. Bu ada önceleri savunma amaçlı kullanılmış, daha sonra turizme açılmış ve günümüzde ise sadece adadaki otelde kalanların girebildiği bir zenginler adası...
|
Sveti Stefan Adası |
Artık Ulcinj'deki otelimize gidiyoruz. Bu gece Otrant Beach Hotel de kalacağız. Otele gelişimiz 18.30 ve herkes o kadar yorgun ki dışarılara çıkıp lokanta aramak yerine akşam yemeğini otelde yedik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder