Trilye (Zeytinbağı) - Gölyazı (Apolyont)
Fotoğraf grubu hocamız Handegül Toker, Trilye ve Gölyazı gezisi düzenleyince biz de bu geziye katıldık. Daha önce her iki yere de gitmemiştik. Otobüs bizi ve arkadaşımız Azize'yi saat 07.00'de Kozyatağı'ndan aldı. Eskihisar-Topçular araba vapuru ile Mudanya üzerinden Trilye'ye keyifli bir yolculuk ile ulaştık. Mudanya ile Trilye arası zeytin ağaçları ve güzel manzaraları ile 10 km.civarı bir mesafe...
|
Bizim sınıf |
Trilye Bursa'nın Mudanya ilçesine bağlı Marmara Denizi kıyısında bir belde...1963 yılında Zeytinbağı adı verilen beldeye 2011 tarihinde alınan kararla tekrar Trilye adı verilmiş. Belde, semt, sokak ve bina isimlerini esen rüzgarlara göre değiştirmek de bizim Ülkemiz özelliklerinden... Ne isterler bu isimlerden...
Trilye ve çevresi antik çağlardan günümüze hep yerleşim yeri olmuş. Misyalılar, Traklar, Antik Romalılar, Bizanslılar ve 1330'dan sonra Osmanlılar bölgede hüküm sürmüşler... Trilye isminin Rumca 3 aziz anlamına "tri:3, ielie:aziz" veya barbunya balığı demek olan" trigleia"dan geldiği söylenmekte...
Trilye nüfusunun 1908'de 820 hane olduğu, 19.yy sonlarında ise beldede 109 Türk ve 3.657 Rum'un yaşadığı bilinmekteymiş. Günümüzde ise hiç Rum kalmamış. Halkın geçim kaynağı büyük oranda zeytincilik ve zeytin ürünleri...
Sokakları dolaşırken gördüğümüz iki veya üç katlı taş ve ahşap yapılı eski Rum evlerinin büyük bir kısmı terk edilmiş ve oturulamaz durumda...Bu evler asıllarına uygun olarak onarılsa ne iyi olur diyeceğim de...Son zamanlarda özellikle tarihi eserlerde öyle kötü restorasyon örnekleri görüyoruz ki keşke hiç dokunmasalar da diyoruz...
Taşmektep, 1909 yılında 965 m2 alana inşa edilmiş ve bu okulda Kıbrıs eski Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios'un da eğitim gördüğü ifade ediliyor. Bina, 1924 tarihinden itibaren öksüz ve yetim çocukların eğitim yaptıkları Darü'l eytam (öksüz yurdu) olarak hizmet vermiş, 1989 yılına kadar eğitime devam edilmiş, günümüzde ise bu görkemli yapı terk edilmiş bir halde...
|
Taş Mektep (Foto Azize Dağlı) |
|
Taş mektep |
|
Evler evler |
|
Ne kadar güzeller |
|
Ne hayatlar yaşanmış |
Kemerli Kilisenin 13. yy sonunda yapıldığı biliniyor ve 1676 tarihli bir el yazması belgede, kilisenin Panagia Pantobasillissa'ya (Hz. Meryem) adandığı anlatılıyor. Dünya'nın duvarlarında resim olan ilk kilisesi olarak bilinen Kemerli Kilise de maalesef harabe halde...
|
Kemerli Kilise (Foto Azize Dağlı) |
|
Kemerli Kilise harabe içi (Foto Azize Dağlı) |
|
Kemerli Kilise (Foto Azize Dağlı) |
|
Böylesi de var |
Fatih Camii- Aya Todori Kilisesi M.S.720-730 yıllarında Bizans kilisesi olarak inşa edilmiş, (İsa Kilisesi-Hagios Stephanos) Trilyenin Osmanlılar tarafından alınmasından sonra camiye çevrilmiş, 1918 Yunan işgalinde tekrar kiliseye çevrilmiş ve 1922 yılından sonra cami olarak hizmete devam etmiş.
|
Fatih Camii
|
Rum evi, Fatih Camii ve Hamam |
|
|
Fatih Camii ve Liman |
|
23 Nisan kutlamalarından dönen çocuklar |
Trilye'de Çamlı Kahve'ye çıkamadık...Bu da bu güzel beldeye tekrar gelmek için sebebimiz olsun... Zeytinlerimizi aldık, otobüsümüze binerek tekrar güzel deniz manzaralarını izleyerek Mudanya'ya geldik. Öğlen yemeğimizi topluca burada yedik.
Mudanya'yı dolaşacak zamanımız olmadı. Buradan Gölyazı'ya (Apolyont) devam ettik. Gölyazı, Bursa'nın Nilüfer ilçesine bağlı Uluabat Gölü kıyısında bir yarımada üzerinde yer alan eski bir balıkçı köyü.
Köyde kadın ve erkekler balıkçılık yapıyorlar. Bir de kadınlar gezi sandalları ile dileyenleri gölde dolaştırıyor. Gölyazı'ya bağlı 8 ada mevcut, biz Halilbey adasını dolaştık. Ada'ya bir köprü ile geçiliyor ve adanın çevresi yarım saat civarında dolaşılıyor..Biz fotoğraf çekerek dolaştığımız için biraz daha fazla zaman almıştır belki...
|
Böyle bir hizmet de var |
|
Sazlık ve sandallar |
|
Sular yükselmiş |
|
Yarımadayı karaya bağlayan köprü |
|
700 yıllık Ağlayan Çınar |
|
Aziz Panteleımon Kilisesi (1903) Halen kültürevi olarak kullanılıyor |
|
Kürek çeken sandalcı kadın |
|
Ekmekler çok güzel, denenmiştir |
|
Bir takım satışlar |
|
Ulu ağaçların altında çay molası |
Uluabat Gölü, göçmen kuşlar için doğal bir kuş cenneti olduğu için yavrulama dönemindeki kuşlar göldeki balık bolluğu sebebiyle buraya geliyorlarmış, evlerin ve elektrik direklerinin tepeleri kuş yuvaları ile doluydu.
|
Leyleği yuvada gördük |
|
Gölyazı'da gün batımı |
|
Balıkçının ağ atmasını fotoğraflama çalışması |
Gün bitince karanlıkta ışıkla boyama tekniği çalışması yaptık, ben bu çalışmayı ilk kez yaptım.
|
Işıkla boyama |
|
Işıkla boyadık |
Bu çalışmayı da yaptıktan sonra yola çıktık, gece 01.00 civarı Kozyatağı'na evimize döndük. Yorucu fakat güzel bir gündü. Trilye ve Gölyazı'yı görmediyseniz gitmenizi öneririm...
Sayende tekrar gezdim. Çok güzel anlatmışsın.
YanıtlaSilAzize'cim çok teşekkür ederim. Fotoğraflarını kullanmama izin verdiğin için ayrıca teşekkür ederim.
Sil